- Azıksızlık azığı her şeyden vazgeçiş, Ariflik nişanesidir. Altının sarılığı, sarrafın yüzünü kızartır, benzine kan getirir. 2055
- برگ بیبرگی نشان عارفیست ** زردی زر سرخ رویی صارفیست
- Gül yüzlü, sakallı, bıyığı yeni terlemiş genç, henüz mektepte okuma, yazma öğrenmededir.
- آنک او گل عارضست ار نو خطست ** او به مکتب گاه مخبر نوخطست
- Yazısı, yazısının harfleri eğri büğrüdür... Gürbüz olsa bile delikanlıdır, aklı azdır onun!
- حرفهای خط او کژمژ بود ** مزمن عقلست اگر تن میدود
- İhtiyarın ayağı, hızlı adım atmasa da aklının iki kanadı vardır, yücelerde uçar!
- پای پیر از سرعت ار چه باز ماند ** یافت عقل او دو پر بر اوج راند
- Örnek istiyorsan Cafer’e bak! Allah, ona elinin, ayağının yerine iki kanat verdi!
- گر مثل خواهی به جعفر در نگر ** داد حق بر جای دست و پاش پر
- Altını bırak... Bu söz örtülüdür, gönlüm cıva gibi ıstıraplara düştü! 2060
- بگذر از زر کین سخت شد محتجب ** همچو سیماب این دلم شد مضطرب
- İçimizden güzel sözlü, güzel sesli yüzlerce sükût, elini ağzına komada, yeter artık demede!
- ز اندرونم صدخموش خوشنفس ** دست بر لب میزند یعنی که بس
- Sükût denizdir, söylemek ırmağa benzer... Deniz seni aramada, sen ırmağı arama!
- خامشی بحرست و گفتن همچو جو ** بحر میجوید ترا جو را مجو
- Denizin işaretlerinden baş çevirme... Sözü bitir doğrusunu Allah daha iyi bilir!
- از اشارتهای دریا سر متاب ** ختم کن والله اعلم بالصواب
- O edepsiz, Peygamberin huzurunda o soğuk dudaklarından sözler çıkarmada, böylece söylenip durmadaydı.
- همچنین پیوسته کرد آن بیادب ** پیش پیغامبر سخن زان سرد لب