Şu anda onun kadehi, senin ağzında... Fakat kulak da kulağın nasibini ver, diyor!
بر دهان تست این دم جام او ** گوش میگوید که قسم گوش کو
Ey kulak, senin nasibin hararetlenip kızarmaktır... İşte hararet, işte sarhoşluk! Fakat kulak, ben bundan daha fazlasını istiyorum, harisim ben demekte!2080
قسم تو گرمیست نک گرمی و مست ** گفت حرص من ازین افزونترست
Mustafa aleyhisselâm’ın itiraz edene cevap vermesi
جواب گفتن مصطفی علیهالسلام اعتراض کننده را
Şeker huylu Mustafa’nın huzurunda o Arap, sözü haddinden aşırınca,
در حضور مصطفای قندخو ** چون ز حد برد آن عرب از گفت و گو
O “Vecnecmi” padişahı, “Abese” sultanı, o soğuk nefesiyle “Sözün kâfi artık” diye dudağını ısırdı.
آن شه والنجم و سلطان عبس ** لب گزید آن سرد دم را گفت بس
Söylemesin diye elini ağzına koydu... Gizlileri bilen kişinin yanında nice bir söyleyip duracaksın?
دست میزند بهر منعش بر دهان ** چند گویی پیش دانای نهان
Kuru fışkıyı gözü açık erin önüne götürmüş, bunu misk yerine satın al diyorsun!
پیش بینا بردهای سرگین خشک ** که بخر این را به جای ناف مشک
Deve pisliğini burnunun altına koyuyor, bir de oh oh diyorsun a beyni kokmuş kişi!2085
بعر را ای گندهمغز گندهمخ ** زیر بینی بنهی و گویی که اخ
A akılsız şaşı! Kötü kumaşın revaç bulsun diye bir de oh ohtur tutturmuşsun!
اخ اخی برداشتی ای گیج گاج ** تا که کالای بدت یابد رواج
Bu suretle bu tertemiz burnu aldatmak, o göklerin gül bahçelerinde yayılan eri kandırmak istiyorsun!
تا فریبی آن مشام پاک را ** آن چریدهی گلشن افلاک را
Onun yumuşaklığı, kendisini ahmak göstermede ama senin de kendini bir parçacık bilmen lazım!
حلم او خود را اگر چه گول ساخت ** خویشتن را اندکی باید شناخت