English    Türkçe    فارسی   

4
2101-2110

  • Cafer-i Tayyar, o şaraptan sarhoş oldu da elini, ayağını feda etti!
  • Allah sırrını kutlasın, Ebuyezid’in “Kendimi tenzih ederim. Şanım, zuhurum ne de uludur” demesi. Dervişlerin itirazı, Bayezid’in onlara sözle değil de hakikati göstererek cevap vermesi
  • O muhteşem fakir Bayezid, dervişlerine “İşte Allah benim” dedi.
  • O fenlere sahip er, sarhoşça apaçık “Benden başka Allah yoktur... Bilin de bana tapın” buyurdu.
  • O hal geçince sabahleyin “Sen böyle dedin... Bu doğru değil” diye kendisine söylediler.
  • Dedi ki: “Bunu bir daha dalar da söylersem hemen o anda beni bıçaklayın! 2105
  • Allah, tenden münezzehtir... Benimse tenim var. Böyle söylediğim zaman öldürülmem lazım!
  • O hür er, bu tavsiyede bulununca her derviş bir bıçak hazırladı.
  • Bayezid, yine o koca kadehi dikip sarhoş oldu... Tavsiyeleri aklından çıktı.
  • Meze geldi... Aklı avare oldu; sabah geldi, mumu çaresiz kaldı!
  • Akıl şahneye benzer... Sultan gelince biçare şahne bir bucağa büzüldü! 2110