- Göğsünü yaralayanın göğsü yarıldı, ebedi bir surette geberip gitti.
- وآنک او را زخم اندر سینه زد ** سینهاش بشکافت و شد مردهی ابد
- O sahipkıranın mertebesini bilen ise onu yaralamaya hiç yeltenmedi, böyle şeye gönül vermedi.
- وآنک آگه بود از آن صاحبقران ** دل ندادش که زند زخم گران
- Yarı aklı onun elini bağladı; canını kurtardı... Yoksa oda kendisini perişan ederdi.
- نیمدانش دست او را بسته کرد ** جان ببرد الا که خود را خسته کرد
- Sabah oldu o dervişler eksilmişti... Evlerinden bir feryat-ı figan yüceldi.
- روز گشت و آن مریدان کاسته ** نوحهها از خانهشان برخاسته
- Bayezid huzuruna binlerce kadın, erkek üşüştü. Dediler ki: “Ey iki âlemi de gömleğe sığdıran er! 2135
- پیش او آمد هزاران مرد و زن ** کای دو عالم درج در یک پیرهن
- Senin şu bedenin insan bedeni olsaydı insanların bedenleri gibi hançer yaraları ile mahvolur giderdi.
- این تن تو گر تن مردم بدی ** چون تن مردم ز خنجر گم شدی
- Kendisinden olan kendinden geçmişe gelip çattı... Kendisinde olan, kendi gözüne diken batırdı.
- با خودی با بیخودی دوچار زد ** با خود اندر دیدهی خود خار زد
- Ey kendinde olmayanlara Zülfikar vuran, aklını başına al, o Zülfikarı sen, kendi kendine vurmaktasın.
- ای زده بر بیخودان تو ذوالفقار ** بر تن خود میزنی آن هوش دار
- Çünkü kendinden gecen fânidir, kurtulmuştur... Ebedi olarak emniyet bucağında oturur.
- زانک بیخود فانی است و آمنست ** تا ابد در آمنی او ساکنست
- Sureti fânidir; o bir ayna kesilmiştir... O aynada başkalarının yüzünden gayrı bir şey görünmez. 2140
- نقش او فانی و او شد آینه ** غیر نقش روی غیر آن جای نه