- İhtiyar, akıl ihtiyarıdır oğlum... Saçın, sakalın ağarmasıyla adam, adam olmaz.
- پیر پیر عقل باشد ای پسر ** نه سپیدی موی اندر ریش و سر
- İblis’ten daha ihtiyar kim var? Fakat değil mi ki aklı yok, hiçbir şeye yaramaz.
- از بلیس او پیرتر خود کی بود ** چونک عقلش نیست او لاشی بود
- Birisi çocuktur ama İsa nefesli, gururdan, hevesten arınmış olursa ona nasıl çocuk diyebilirsin? 2165
- طفل گیرش چون بود عیسی نفس ** پاک باشد از غرور و از هوس
- Saç ağarması, ancak gözü bağlı ve kısa görüşlü kişiye göre pişkinlik alâmetidir.
- آن سپیدی مو دلیل پختگیست ** پیش چشم بسته کش کوتهتگیست
- O mukallit, alâmet olarak delilden başka bir şey bilmediği için daima buna yol arar.
- آن مقلد چون نداند جز دلیل ** در علامت جوید او دایم سبیل
- Onun için bir işe girişeceksen o pire danış dedi.
- بهر او گفتیم که تدبیر را ** چونک خواهی کرد بگزین پیر را
- Çünkü o, taklit perdesinden çıkmış kurtulmuştur da ne varsa her şeyi Allah nuru ile görür.
- آنک او از پردهی تقلید جست ** او به نور حق ببیند آنچ هست
- Onun pak nuru delilsiz, beyansız deriyi yırtar, içi meydana çıkarır. 2170
- نور پاکش بیدلیل و بیبیان ** پوست بشکافد در آید در میان
- Yalnız dışı görene göre kalp nedir, geçer altın ne? Hurma sepetinde ne var? O bilir.
- پیش ظاهربین چه قلب و چه سره ** او چه داند چیست اندر قوصره
- Nice altınları, hasetçi hırsızların elinden kurtulsun diye dumanla karartmışlardır.
- ای بسا زر سیه کرده بدود ** تا رهد از دست هر دزدی حسود