English    Türkçe    فارسی   

4
2164-2173

  • İblis’ten daha ihtiyar kim var? Fakat değil mi ki aklı yok, hiçbir şeye yaramaz.
  • از بلیس او پیرتر خود کی بود ** چونک عقلش نیست او لاشی بود
  • Birisi çocuktur ama İsa nefesli, gururdan, hevesten arınmış olursa ona nasıl çocuk diyebilirsin? 2165
  • طفل گیرش چون بود عیسی نفس ** پاک باشد از غرور و از هوس
  • Saç ağarması, ancak gözü bağlı ve kısa görüşlü kişiye göre pişkinlik alâmetidir.
  • آن سپیدی مو دلیل پختگیست ** پیش چشم بسته کش کوته‌تگیست
  • O mukallit, alâmet olarak delilden başka bir şey bilmediği için daima buna yol arar.
  • آن مقلد چون نداند جز دلیل ** در علامت جوید او دایم سبیل
  • Onun için bir işe girişeceksen o pire danış dedi.
  • بهر او گفتیم که تدبیر را ** چونک خواهی کرد بگزین پیر را
  • Çünkü o, taklit perdesinden çıkmış kurtulmuştur da ne varsa her şeyi Allah nuru ile görür.
  • آنک او از پرده‌ی تقلید جست ** او به نور حق ببیند آنچ هست
  • Onun pak nuru delilsiz, beyansız deriyi yırtar, içi meydana çıkarır. 2170
  • نور پاکش بی‌دلیل و بی‌بیان ** پوست بشکافد در آید در میان
  • Yalnız dışı görene göre kalp nedir, geçer altın ne? Hurma sepetinde ne var? O bilir.
  • پیش ظاهربین چه قلب و چه سره ** او چه داند چیست اندر قوصره
  • Nice altınları, hasetçi hırsızların elinden kurtulsun diye dumanla karartmışlardır.
  • ای بسا زر سیه کرده بدود ** تا رهد از دست هر دزدی حسود
  • Nice bakırlar vardır ki aklı kıt olanlara satsınlar diye onları altın suyuna batırmışlar, altın yaldızla yaldızlamışlardır.
  • ای بسا مس زر اندوده به زر ** تا فروشد آن به عقل مختصر