English    Türkçe    فارسی   

4
2179-2188

  • O güzelim akıl, yokluktan yüz gösterince Allah ona bir elbisedir giydirdi, binlerce de ad taktı.
  • از عدم چون عقل زیبا رو گشاد ** خلعتش داد و هزارش نام داد
  • Bu güzel adların en aşağısı işte şu: O, hiç kimseye muhtaç değildir. 2180
  • کمترین زان نامهای خوش‌نفس ** این که نبود هیچ او محتاج کس
  • Akıl bir kere yüz gösterse, suretini şu âleme izhar etse gündüz bile, onun nuruna karşı kapkaranlık kalırdı.
  • گر به صورت وا نماید عقل رو ** تیره باشد روز پیش نور او
  • Ahmaklık da meselâ, meydana çıkıverse gecenin karanlığı, onun yanında apaydın kalır.
  • ور مثال احمقی پیدا شود ** ظلمت شب پیش او روشن بود
  • Çünkü o, geceden daha karanlıktır, daha karadır. Fakat ne fayda? Kötü yarasa karanlıların satın alır.
  • کو ز شب مظلم‌تر و تاری‌ترست ** لیک خفاش شقی ظلمت‌خرست
  • Yavaş, yavaş gündüzün ışığına alış... Yoksa yarasa gibi nura kavuşmaz, kalakalırsın!
  • اندک اندک خوی کن با نور روز ** ورنه خفاشی بمانی بیفروز
  • Yarasa nerede bir güçlük, bir müşkül varsa orasını sever... Nerede bir devletlinin ışığı yanıyorsa oraya düşman kesilir. 2185
  • عاشق هر جا شکال و مشکلیست ** دشمن هر جا چراغ مقبلیست
  • Bilgisi görgüsü daha fazla görünsün diye gönlü daima müşküller arar.
  • ظلمت اشکال زان جوید دلش ** تا که افزون‌تر نماید حاصلش
  • O her müşkülle seni oyalar... Kendi kötü tabiatına karşı gaflete daldırır.
  • تا ترا مشغول آن مشکل کند ** وز نهاد زشت خود غافل کند
  • Tam akılıyla yarı akıllının, tam adamla yarı adamın ve hiçbir şey olmayan mağrur kötü kişinin alâmetleri
  • علامت عاقل تمام و نیم‌عاقل و مرد تمام و نیم‌مرد و علامت شقی مغرور لاشی
  • Akıllı ona derler ki elinde meşalesi vardır... Kafilenin önünde gider, onlara kılavuzluk eder.
  • عاقل آن باشد که او با مشعله‌ست ** او دلیل و پیشوای قافله‌ست