- Gül, burun için bitti, yetişti... A hoyrat adam koku almak burnun işidir.
- از پی سوراخ بینی رست گل ** بو وظیفهی بینی آمد ای عتل
- Ey yiğit, gül kokusu burun içindir... Bu aşağıdaki delik, o kokunun yeri değildir.
- بوی گل بهر مشامست ای دلیر ** جای آن بو نیست این سوراخ زیر
- Hiç buradan sana cennet kokusu gelir mi? Sana koku lazımsa yerinden ara!
- کی ازین جا بوی خلد آید ترا ** بو ز موضع جو اگر باید ترا
- Bunun gibi “Vatanı sevmek imandandır” hadisi de doğru ama hocam, önce iyice vatanı tanı! 2230
- همچنین حب الوطن باشد درست ** تو وطن بشناس ای خواجه نخست
- O akıllı balık dedi ki: Bir yol bulayım da gönlümü şunlarla danışmadan, şunların reyine uymadan çekip çevireyim.
- گفت آن ماهی زیرک ره کنم ** دل ز رای و مشورتشان بر کنم
- Kendine gel şimdi danışma zamanı değil; yola düş... Ali gibi kuyuya ah et.
- نیست وقت مشورت هین راه کن ** چون علی تو آه اندر چاه کن
- O ahın mahremi pek azdır... Geceleri git, hem de bekçi gibi gizlice yürü.
- محرم آن آه کمیابست بس ** شب رو و پنهانروی کن چون عسس
- Bu gölcükten denize doğru git... Denizi ara, şu girdabı bırak.
- سوی دریا عزم کن زین آبگیر ** بحر جو و ترک این گرداب گیر
- Göğsünü ayak yaptı da yola düştü... Çekingen balık, o tehlikeli yerden ta nur denizine kadar yürüdü, denize ulaştı. 2235
- سینه را پا ساخت میرفت آن حذور ** از مقام با خطر تا بحر نور
- Ardına köpek düşen ceylan, hayatından bir damar bile kalsa koşar ya... İşte o da onun gibi koşmaktaydı.
- همچو آهو کز پی او سگ بود ** میدود تا در تنش یک رگ بود