English    Türkçe    فارسی   

4
2227-2236

  • Gül, burun için bitti, yetişti... A hoyrat adam koku almak burnun işidir.
  • از پی سوراخ بینی رست گل ** بو وظیفه‌ی بینی آمد ای عتل
  • Ey yiğit, gül kokusu burun içindir... Bu aşağıdaki delik, o kokunun yeri değildir.
  • بوی گل بهر مشامست ای دلیر ** جای آن بو نیست این سوراخ زیر
  • Hiç buradan sana cennet kokusu gelir mi? Sana koku lazımsa yerinden ara!
  • کی ازین جا بوی خلد آید ترا ** بو ز موضع جو اگر باید ترا
  • Bunun gibi “Vatanı sevmek imandandır” hadisi de doğru ama hocam, önce iyice vatanı tanı! 2230
  • هم‌چنین حب الوطن باشد درست ** تو وطن بشناس ای خواجه نخست
  • O akıllı balık dedi ki: Bir yol bulayım da gönlümü şunlarla danışmadan, şunların reyine uymadan çekip çevireyim.
  • گفت آن ماهی زیرک ره کنم ** دل ز رای و مشورتشان بر کنم
  • Kendine gel şimdi danışma zamanı değil; yola düş... Ali gibi kuyuya ah et.
  • نیست وقت مشورت هین راه کن ** چون علی تو آه اندر چاه کن
  • O ahın mahremi pek azdır... Geceleri git, hem de bekçi gibi gizlice yürü.
  • محرم آن آه کم‌یابست بس ** شب رو و پنهان‌روی کن چون عسس
  • Bu gölcükten denize doğru git... Denizi ara, şu girdabı bırak.
  • سوی دریا عزم کن زین آب‌گیر ** بحر جو و ترک این گرداب گیر
  • Göğsünü ayak yaptı da yola düştü... Çekingen balık, o tehlikeli yerden ta nur denizine kadar yürüdü, denize ulaştı. 2235
  • سینه را پا ساخت می‌رفت آن حذور ** از مقام با خطر تا بحر نور
  • Ardına köpek düşen ceylan, hayatından bir damar bile kalsa koşar ya... İşte o da onun gibi koşmaktaydı.
  • هم‌چو آهو کز پی او سگ بود ** می‌دود تا در تنش یک رگ بود