- Aptallık ve bilgisizlik yırtığı yama kabul etmez... Ey öğütçü, ona hikmet tohumunu pek saçma. 2265
- چاک حمق و جهل نپذیرد رفو ** تخم حکمت کم دهش ای پندگو
- O yarı akıllı balığın kurtulmak için bir çare düşünmesi ve kendisini ölü göstermesi
- چاره اندیشیدن آن ماهی نیمعاقل و خود را مرده کردن
- Öbür balık, o belâ çağında aklının gölgesinden ayrı düştü de dedi ki:
- گفت ماهی دگر وقت بلا ** چونک ماند از سایهی عاقل جدا
- O, denize vardı, gamdan azat oldu... Ben öyle bir iyi arkadaştan ayrıldım.
- کو سوی دریا شد و از غم عتیق ** فوت شد از من چنان نیکو رفیق
- Fakat artık onu düşünmeyeyim de kendi kendime bir çare bulayım... Şimdi kendimi ölü göstereyim ben...
- لیک زان نندیشم و بر خود زنم ** خویشتن را این زمان مرده کنم
- Suyun üstüne çıkıp karnımı yukarıya, sırtı mı aşağıya verip kendimi salı vereyim... Su, nereye götürürse gideyim.
- پس برآرم اشکم خود بر زبر ** پشت زیر و میروم بر آب بر
- Yüzen kişi gibi değil de âdeta bir saman çöpü gibi su üstünde sürükleneyim. 2270
- میروم بر وی چنانک خس رود ** نی بسباحی چنانک کس رود
- Kendimi ölüye benzetip suya bırakayım... Ölümden önce ölmek, azaptan kurtuluştur.
- مرده گردم خویش بسپارم به آب ** مرگ پیش از مرگ امنست از عذاب
- Ey yiğit ölümden önce ölmek emniyettir... Bize Mustafa böyle buyurdu.
- مرگ پیش از مرگ امنست ای فتی ** این چنین فرمود ما را مصطفی
- Dedi ki: Size ölüm, sınamalarla gelmeden hepiniz ölün.
- گفت موتواکلکم من قبل ان ** یاتی الموت تموتوا بالفتن
- Balık, güya öldü, karnını yukarıya çevirdi... Su, onu gâh yukarıya çıkarıyor, gâh aşağıya alıyordu.
- همچنان مرد و شکم بالا فکند ** آب میبردش نشیب و گه بلند