- O ceylanı çobansız, o esiri ucuz sanırlar. 230
- بیشبان دانستهاند آن ظبی را ** رایگان دانستهاند آن سبی را
- Nihayet “Gözcüsü, bekçisi benim... Az bak!” diye bir bakış okudur gelir, ciğerlerine saplanır!
- تا ز غمزه تیر آمد بر جگر ** که منم حارس گزافه کم نگر
- Ben, bir kuzudan da, keçiden de aşağı mıyım ki ardımda gözcüm, bekçim olmasın?
- کی کم از بره کم از بزغالهام ** که نباشد حارس از دنبالهام
- Öyle bir bekçim var ki saltanat, ona yaraşır... Bana nasıl bir yel esmekte? O bilir!
- حارسی دارم که ملکش میسزد ** داند او بادی که آن بر من وزد
- O yel soğuk mudur, sıcak mı? O bilen Allah, gafil değildir... Bilir a kötü kişi!
- سرد بود آن باد یا گرم آن علیم ** نیست غافل نیست غایب ای سقیم
- Fakat şehvete mensup olan nefis, Hak’tan sağırdır, kördür. Ben de senin körlüğünü ta uzaktan gördüm. 235
- نفس شهوانی ز حق کرست و کور ** من به دل کوریت میدیدم ز دور
- Onun için sekiz yıldır hiç seni sormadım... Çünkü seni bilgisizlikle kat kat dolu gördüm ben.
- هشت سالت زان نپرسیدم به هیچ ** که پرت دیدم ز جهل پیچ پیچ
- Külhandaki adama nasılsın diye neye sorayım? Nasıl olacak; baş aşağı bir halde işte!
- خود چه پرسم آنک او باشد بتون ** که تو چونی چون بود او سرنگون
- Dünya külhana benzer, takva da hamama
- مثال دنیا چون گولخن و تقوی چون حمام
- Dünya şehveti, külhana benzer. Takva hamamı da onunla aydınlanır.
- شهوت دنیا مثال گلخنست ** که ازو حمام تقوی روشنست
- Fakat takva sahipleri bu külhanda safa ve zevk içindedirler... Çünkü onlar, hamama girmiş, yunup arınmışlardır.
- لیک قسم متقی زین تون صفاست ** زانک در گرمابه است و در نقاست