Onları öldürdün; hepsinin kanı senin boynundadır... Bakalım hele, bu kan içmeden başına neler gelecek?
کشتهای و خونشان در گردنت ** تا چه آید بر تو زین خون خوردنت
Yakup soyunu öldürdün... Maksadın da hep beni öldürmekti, bunu umuyor, bunu istiyordun sen!
کشتهای ذریت یعقوب را ** بر امید قتل من مطلوب را
Allah, seni kör etti de beni seçti... Nefsinin pişirip kotardığı hile, baş aşağı geldi.2335
کوری تو حق مرا خود برگزید ** سرنگون شد آنچ نفست میپزید
Firavun dedi ki: Bunları bırak hele... Şüphesiz benim hakkım, tuz ekmek hakkı buydu ha!
گفت اینها را بهل بیهیچ شک ** این بود حق من و نان و نمک
Beni halkın önünde rezil rüsvay edesin... Aydın günü gönlüme karartasın... Sen de olan hakkıma karşılık yapacağın bu mu senin?
که مرا پیش حشر خواری کنی ** روز روشن بر دلم تاری کنی
Musa, kıyamet gününün horluğu daha güçtür... Hayırda, şerde bana riayet etmezsen kıyamette halin bundan beter olur.
گفت خواری قیامت صعبتر ** گر نداری پاس من در خیر و شر
Bir pirenin acısına tahammülün yok; yılanın acısına nasıl tahammül edeceksin?
زخم کیکی را نمیتوانی کشید ** زخم ماری را تو چون خواهی چشید
Görünüşte senin işini yıkıyorum ama bir dikeni gül bahçesi haline getiriyorum dedi.2340
ظاهرا کار تو ویران میکنم ** لیک خاری را گلستان میکنم
Yapılma yıkılmadadır; topluluk dağınıklıkta; düzeltme kırılmada… Murat muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey, buna benzer. Öbür zıtlar ve eşlerde hep bunlar gibidir.
بیان آنک عمارت در ویرانیست و جمعیت در پراکندگیست و درستی در شکستگیست و مراد در بیمرادیست و وجود در عدم است و علی هذا بقیة الاضداد والازواج
Birisi geldi yeri bellemeye, sürmeye başladı. Aptalın biri dayanamayıp feryat etti.
آن یکی آمد زمین را میشکافت ** ابلهی فریاد کرد و بر نتافت
Dedi ki: Bu yeri neden yıkıyorsun... Neden yarıyor dağıtıyorsun?
کین زمین را از چه ویران میکنی ** میشکافی و پریشان میکنی