English    Türkçe    فارسی   

4
2335-2344

  • Allah, seni kör etti de beni seçti... Nefsinin pişirip kotardığı hile, baş aşağı geldi. 2335
  • Firavun dedi ki: Bunları bırak hele... Şüphesiz benim hakkım, tuz ekmek hakkı buydu ha!
  • Beni halkın önünde rezil rüsvay edesin... Aydın günü gönlüme karartasın... Sen de olan hakkıma karşılık yapacağın bu mu senin?
  • Musa, kıyamet gününün horluğu daha güçtür... Hayırda, şerde bana riayet etmezsen kıyamette halin bundan beter olur.
  • Bir pirenin acısına tahammülün yok; yılanın acısına nasıl tahammül edeceksin?
  • Görünüşte senin işini yıkıyorum ama bir dikeni gül bahçesi haline getiriyorum dedi. 2340
  • Yapılma yıkılmadadır; topluluk dağınıklıkta; düzeltme kırılmada… Murat muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey, buna benzer. Öbür zıtlar ve eşlerde hep bunlar gibidir.
  • Birisi geldi yeri bellemeye, sürmeye başladı. Aptalın biri dayanamayıp feryat etti.
  • Dedi ki: Bu yeri neden yıkıyorsun... Neden yarıyor dağıtıyorsun?
  • Adam dedi ki: A ahmak, yürü git... Benimle uğraşma! Sen, yapılmayı yıkılmada bil! (189.sayfa-223.sayfaya kadar bulunamadı)
  • Bu yer, böyle çirkin ve yıkık bir hale gelmedikçe nasıl olur da olur da gül bahçesi, buğday tarlası haline gelir.