- Birisi geldi yeri bellemeye, sürmeye başladı. Aptalın biri dayanamayıp feryat etti.
- آن یکی آمد زمین را میشکافت ** ابلهی فریاد کرد و بر نتافت
- Dedi ki: Bu yeri neden yıkıyorsun... Neden yarıyor dağıtıyorsun?
- کین زمین را از چه ویران میکنی ** میشکافی و پریشان میکنی
- Adam dedi ki: A ahmak, yürü git... Benimle uğraşma! Sen, yapılmayı yıkılmada bil! (189.sayfa-223.sayfaya kadar bulunamadı)
- گفت ای ابله برو و بر من مران ** تو عمارت از خرابی باز دان
- Bu yer, böyle çirkin ve yıkık bir hale gelmedikçe nasıl olur da olur da gül bahçesi, buğday tarlası haline gelir.
- کی شود گلزار و گندمزار این ** تا نگردد زشت و ویران این زمین
- Düzeni alt üst olmadıkça nasıl olur da bostanlık, ekinlik olur; mahsul ve meyve yetiştirir? 2345
- کی شود بستان و کشت و برگ و بر ** تا نگردد نظم او زیر و زبر
- Yarayı neşterle deşmedikçe iyileşir onulur mu hiç?
- تا بنشکافی به نشتر ریش چغز ** کی شود نیکو و کی گردید نغز
- Ahlatın, ilaçla yıkanmadıkça hastalığın nasıl geçer, nasıl şifa bulursun?
- تا نشوید خلطهاات از دوا ** کی رود شورش کجا آید شفا
- Terzi kumaşı paramparça eder... Bir kimse çıkıp da o sanatını bilen terziye,
- پاره پاره کرده درزی جامه را ** کس زند آن درزی علامه را
- Bu canım atlası neden bu hale getirdin... Neden kestin; ben kesik kumaşı ne yapayım der mi?
- که چرا این اطلس بگزیده را ** بردریدی چه کنم بدریده را
- Her eski yapıyı yaparlar, yenilerlerken eski yapıyı yıkmazlar mı? 2350
- هر بنای کهنه که آبادان کنند ** نه که اول کهنه را ویران کنند