- Dünya şehveti, külhana benzer. Takva hamamı da onunla aydınlanır.
- شهوت دنیا مثال گلخنست ** که ازو حمام تقوی روشنست
- Fakat takva sahipleri bu külhanda safa ve zevk içindedirler... Çünkü onlar, hamama girmiş, yunup arınmışlardır.
- لیک قسم متقی زین تون صفاست ** زانک در گرمابه است و در نقاست
- Zenginlerse hamamdakileri ısıtmak için tezek taşıyanlara benzerler. 240
- اغنیا مانندهی سرگینکشان ** بهر آتش کردن گرمابهبان
- Allah, hamam ısınsın, tavlansın diye onlara bir hırs vermiştir.
- اندریشان حرص بنهاده خدا ** تا بود گرمابه گرم و با نوا
- Bu külhandan vazgeç de hamama git... Külhanı terk etmek, bil ki hamama girmenin ta kendisidir.
- ترک این تون گوی و در گرمابه ران ** ترک تون را عین آن گرمابه دان
- Külhanda kalan dünya şehvetine sabreden, dünyadan el etek çeken kişiye hizmetçi mesabesindedir.
- هر که در تونست او چون خادمست ** مر ورا که صابرست و حازمست
- Hamamda olan, yüzünden, yüzünün temizliğinden, güzelliğinden anlaşılır.
- هر که در حمام شد سیمای او ** هست پیدا بر رخ زیبای او
- Külhandakiler de yüzlerindeki ve elbiselerindeki duman, is ve tozdan belli olurlar. 245
- تونیان را نیز سیما آشکار ** از لباس و از دخان و از غبار
- Yüzünü görmezsen kokusuna dikkat et... Koku, her köre sopa gibidir!
- ور نبینی روش بویش را بگیر ** بو عصا آمد برای هر ضریر
- Kokusunu da alamadıysan onu konuştur; yeni sözden eski sırrı anla!
- ور نداری بو در آرش در سخن ** از حدیث نو بدان راز کهن