- O tatlı dilli padişah doğru söylemiştir: Ariflerin her kılı göz kesilir.
- راست گفتست آن شه شیرینزبان ** چشم گرد مو به موی عارفان
- Göz evvelce göz değildi... O, rahimde bir et parçasından ibaretti.
- چشم را چشمی نبود اول یقین ** در رحم بود او جنین گوشتین
- Yağ parçası görmeye sebep olmaz oğlum... Öyle olsaydı hiç kimse rüyada görülen şeyleri göremezdi.
- علت دیدن مدان پیه ای پسر ** ورنه خواب اندر ندیدی کس صور
- Mesela şeytan ve peri de görür... Fakat ikisinin gözünde yağ parçasına benzer bir şey yoktur.
- آن پری و دیو میبیند شبیه ** نیست اندر دیدگاه هر دو پیه
- Nurun yağla ne münasebeti var? Fakat yaratıcı sevgi ihsan edici Allah bu münasebeti bağışlamıştır işte! 2405
- نور را با پیه خود نسبت نبود ** نسبتش بخشید خلاق ودود
- İnsan topraktan yaratılmıştır, fakat toprağa benzemez ki... Cinlerin ateşle bir münasebeti yoktur; fakat onlar da ateşten yaratılmışlardır.
- آدمست از خاک کی ماند به خاک ** جنیست از نار بیهیچ اشتراک
- Perinin aslı ateştir; fakat dikkat edersen ateşe hiç benzemez.
- نیست مانندای آتش آن پری ** گر چه اصلش اوست چون میبنگری
- Kuş, havadan yaratılmış olmakla beraber havaya nereden benzer? Allah, münasebeti olmayan şeylere münasebet verdi.
- مرغ از بادست و کی ماند به باد ** نامناسب را خدا نسبت به داد
- Bu feri’lerin asıllarıyla münasebeti vardır... Allah onlara bu münasebeti vermiştir; fakat bu münasebete akıl ermez, keyfiyeti bilinmez!
- نسبت این فرعها با اصلها ** هست بیچون ار چه دادش وصلها
- İnsan hiçbir değeri olmayan topraktan meydana gelmiştir... Fakat bu oğlun, babası ile ne münasebeti var? 2410
- آدمی چون زادهی خاک هباست ** این پسر را با پدر نسبت کجاست