English    Türkçe    فارسی   

4
2409-2418

  • Bu feri’lerin asıllarıyla münasebeti vardır... Allah onlara bu münasebeti vermiştir; fakat bu münasebete akıl ermez, keyfiyeti bilinmez!
  • نسبت این فرعها با اصلها ** هست بی‌چون ار چه دادش وصلها
  • İnsan hiçbir değeri olmayan topraktan meydana gelmiştir... Fakat bu oğlun, babası ile ne münasebeti var? 2410
  • آدمی چون زاده‌ی خاک هباست ** این پسر را با پدر نسبت کجاست
  • Bir münasebeti varsa bile akıldan gizlidir, keyfiyetine akıl ermez; akıl nereden bu münasebeti izleyecek bulacak?
  • نسبتی گر هست مخفی از خرد ** هست بی‌چون و خرد کی پی برد
  • Yele göz vermemiş olsaydı Ad kavmini nasıl fark ederdi?
  • باد را بی چشم اگر بینش نداد ** فرق چون می‌کرد اندر قوم عاد
  • Mümini nasıl olur da düşmandan ayırt eder... Şarabı, nasıl olur da testiden fark ederdi?
  • چون همی دانست مومن از عدو ** چون همی دانست می را از کدو
  • Nemrut’un yaktığı ateşe göz olmasaydı Halil’e nasıl olur da, kendisini zahmetlere sokup saygı gösterirdi?
  • آتش نمرود را گر چشم نیست ** با خلیلش چون تجشم کردنیست
  • Nil’in gözü olmasaydı, görmeseydi, Kıpti ile İsrail oğullarını nasıl ayırt edebilirdi? 2415
  • گر نبودی نیل را آن نور و دید ** از چه قبطی را ز سبطی می‌گزید
  • Dağda taşta görüş yoktu da nasıl Davut’a yar oldu?
  • گرنه کوه و سنگ با دیدار شد ** پس چرا داود را او یار شد
  • Bu yeryüzünün can gözü yoktu da Karun’u neden öyle sömürüp yuttu?
  • این زمین را گر نبودی چشم جان ** از چه قارون را فرو خورد آنچنان
  • Hannane direğinin gönül gözü olmasaydı o tek kişinin, o eşsiz erin ayrılığını görür müydü?
  • گر نبودی چشم دل حنانه را ** چون بدیدی هجر آن فرزانه را