- Söylediğim sözden tövbe ettim; tam senin ilacını yaptım. 2455
- توبه کردم از سخن که انگیختم ** بیسخن من دارویت آمیختم
- Bu ilacı senin ham sakalına korum da pişer yahut da yanar... Sen de ebedi olarak yaralı kalırsın.
- که نهم بر ریش خامت تا پزد ** یا بسوزد ریش و ریشهت تا ابد
- Bu suretle de bilirsin ki Allah, her şeyi bilir... Her şeye, ona layık olan ilacı verir ey düşman.
- تا بدانی که خبیرست ای عدو ** میدهد هر چیز را درخورد او
- Ne vakit bir eğrilik ettin, ne zaman bir kötülükte bulundun da onun ardından derhal layığını görmedin?
- کی کژی کردی و کی کردی تو شر ** که ندیدی لایقش در پی اثر
- Ne zaman gökyüzüne bir nefes bir dua gönderdin de ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi?
- کی فرستادی دمی بر آسمان ** نیکیی کز پی نیامد مثل آن
- Dikkat etsen, uyanık olsan her an, yaptığın işin cevabını görürsün! 2460
- گر مراقب باشی و بیدار تو ** بینی هر دم پاسخ کردار تو
- Dikkat ederde ipe sarılırsan senin için kıyametin gelmesine hacet yok.
- چون مراقب باشی و گیری رسن ** حاجتت ناید قیامت آمدن
- Remiz ve işareti gören kişiye açık söz söylemeye ihtiyaç var mı?
- آنک رمزی را بداند او صحیح ** حاجتش ناید که گویندش صریح
- Bu bela sana aptallığından gelir... Nükteleri remizleri anlamazsın!
- این بلا از کودنی آید ترا ** که نکردی فهم نکته و رمزها
- Gönül kötülük yüzünden karardı da kapkara oldu mu artık anla... Burada sersemleşmenin lüzumu yok!
- از بدی چون دل سیاه و تیره شد ** فهم کن اینجا نشاید خیره شد