English    Türkçe    فارسی   

4
2481-2490

  • Bulandırma da bu su durulsun. O suyun içinde ay ve yıldızları tavaf eder gör!
  • Çünkü insan, ırmak suyuna benzer. Bulandı mı artık onun dibini göremezsin!
  • Irmağın dibi incilerle, mercanlarla dopdolu. Sakın bulandırma, o saf ve durudur.
  • İnsanların canı havaya benzer. Tozla karıştı mı gökyüzünde perde olur, gökyüzünü göstermez.
  • Güneşin görünmesine mâni olur... Fakat tozu gitti mi saf ve parlak bir hale gelir. 2485
  • Canın kapkara olmakla beraber Allah, kurtuluş yolunu bulasın diye sana rüyalar göstermiştir.
  • Musa aleyhisselâm'ın Firavun'un sırlarını söylemesi, Allah’ın bildiğine inanması yahut hiç olmazsa galiba biliyor diye şüpheye düşmesi için gaybdan haber vererek gördüğü rüyaları söylemesi
  • Allah, sonunda olacak şeyleri kudretiyle kapkara demirde gösterdi.
  • Bu suretle senin daha az kötülük etmeni diledi... Fakat sen, hep bunları gördüğün halde daha beter oluyordun!
  • Sana rüyada kötü şeyler gösterdi. Onlardan ürktün, hâlbuki o kötü şeyler, senin suretindi.
  • Hani aynaya bakınca yüzünü çirkin görüp aynayı pisleyen Zenci gibi! 2490