English    Türkçe    فارسی   

4
2541-2550

  • Hazine, ev altındadır, ev yıkılmadıkça ele geçmesine çare yok., evi yıkmaktan ürkme, durma!
  • گنج زیر خانه است و چاره نیست ** از خرابی خانه مندیش و مه‌ایست
  • Çünkü bu hazinenin ele geçecek bir parasıyla zahmetsiz, meşakkatsiz binlerce ev yapılabilir.
  • که هزاران خانه از یک نقد گنج ** توان عمارت کرد بی‌تکلیف و رنج
  • Nihayet bu ev zaten viran olacak, altındaki hazine de apaçık meydana çıkacak!
  • عاقبت این خانه خود ویران شود ** گنج از زیرش یقین عریان شود
  • Fakat o vakit hazine senin olmaz, çünkü o ele geçen ganimet, ruhun evi yıkma ücretidir.
  • لیک آن تو نباشد زانک روح ** مزد ویران کردنستش آن فتوح
  • insan, ancak çalıştığını kazanır. o işten hiçbir ücrete sahip olamayınca, 2545
  • چون نکرد آن کار مزدش هست لا ** لییس للانسان الا ما سعی
  • Artık, eyvanlar olsun., böyle bir ay bulut altındaymış da görmedim!
  • دست خایی بعد از آن تو کای دریغ ** این چنین ماهی بد اندر زیر میغ
  • İyilik edip bana söylenen sözleri tutmadım, attık hazine gitti, elim bomboş diye elini ısırır, hayıflanır durursun!
  • من نکردم آنچ گفتند از بهی ** گنج رفت و خانه و دستم تهی
  • Meselâ; sen ücretle bir ev kiralarsın, fakat o evi satın alsan bile senin mülkün değildir ki!
  • خانه‌ی اجرت گرفتی و کری ** نیست ملک تو به بیعی یا شری
  • Bu evde iş işleyesin diye kira müddeti, eceline kadardır.
  • این کری را مدت او تا اجل ** تا درین مدت کنی در وی عمل
  • Dükkânda eskicilik, yamacılık edersin, fakat bu dükkânının altında iki maden gömülüdür! 2550
  • پاره‌دوزی می‌کنی اندر دکان ** زیر این دکان تو مدفون دو کان