English    Türkçe    فارسی   

4
2546-2555

  • Artık, eyvanlar olsun., böyle bir ay bulut altındaymış da görmedim!
  • İyilik edip bana söylenen sözleri tutmadım, attık hazine gitti, elim bomboş diye elini ısırır, hayıflanır durursun!
  • Meselâ; sen ücretle bir ev kiralarsın, fakat o evi satın alsan bile senin mülkün değildir ki!
  • Bu evde iş işleyesin diye kira müddeti, eceline kadardır.
  • Dükkânda eskicilik, yamacılık edersin, fakat bu dükkânının altında iki maden gömülüdür! 2550
  • Bu dükkân kiralıktır. Çabuk ol, kazmayı al da dibini kaz!
  • Birdenbire kazma madene rastlasın da dükkândan da kurtul, yamacılıktan da!
  • Yamacılık dediğin nedir? Su içmek, yemek yemek, bu yamalarla köhne hırkanı yamar durursun!
  • Bu beden hırkası daima yırtılır. Sen de bu yemekle, içmekle onu yamarsın!
  • Ey talihi yaver padişah soyundan gelen, kendine gel de yamacılıktan utan! 2555