English    Türkçe    فارسی   

4
2552-2561

  • Birdenbire kazma madene rastlasın da dükkândan da kurtul, yamacılıktan da!
  • Yamacılık dediğin nedir? Su içmek, yemek yemek, bu yamalarla köhne hırkanı yamar durursun!
  • Bu beden hırkası daima yırtılır. Sen de bu yemekle, içmekle onu yamarsın!
  • Ey talihi yaver padişah soyundan gelen, kendine gel de yamacılıktan utan! 2555
  • Bu dükkânın dibini bir parçacık kaz da o iki maden, başını yüceltsin!
  • Bu kiralık evin kira müddeti bitmeden kendine gel. Yoksa bu müddet biter, sen de ondan bir fayda elde edemezsin!
  • Sonra dükkân sahibi, seni dükkândan çıkarır; bu dükkânı da hazineyi elde etmek için yıkar.
  • Sen gâh hasretle başına vurursun; gâh ham sakalını yolar durursun!
  • Yazıklar olsun; bu dükkân benimdi. Kör müydüm ki buradan bir fayda elde etmedim! 2560
  • Yazıklar olsun, bu bizimdi yel götürdü! Biz kullara da ebediyen hasretlere düşüp eyvahlar olsun demek kaldı dersin!
  • İnsanın, yaradılışında olan zekâ ve düşüncelerine aldanarak peygamberlerin bilgisi olan gayb bilgisini istememesi