Ben evde bir süs, bir nakış gördüm de o evin sevgisiyle kararsız bir hale geldim;
دیدم اندر خانه من نقش و نگار ** بودم اندر عشق خانه بیقرار
Gizli hazineden haberim bile olmadı., yoksa kazma, elimde çiçek demeti kesilirdi!
بودم از گنج نهانی بیخبر ** ورنه دستنبوی من بودی تبر
Ah, o zaman kazmanın hakkını verseydim şimdi gamdan kurtulmuş olurdum!
آه گر داد تبر را دادمی ** این زمان غم را تبرا دادمی
Gözümü nakşa, takmış, çocuklar gibi aşk oyunlarına dalıp kalmıştım!2565
چشم را بر نقش میانداختم ** همچو طفلان عشقها میباختم
O muradına erişmiş hakim, sen bir çocuksun. Evde nakışlarla, suretlerle dolu diyerek ne de doğru, ne de güzel söylemiştir.
پس نکو گفت آن حکیم کامیار ** که تو طفلی خانه پر نقش و نگار
İlâhiname de çok vasiyetlerde bulunmuş, tozu dumana ver, varlığının kökünü kazı demiştir.
در الهینامه بس اندرز کرد ** که بر آر دودمان خویش گرد
Firavun ey Musa dedi; kâfi, gönlüm, ıstıraptan eridi gitti., artık üçüncü vadini söyle!
بس کن ای موسی بگو وعدهی سوم ** که دل من ز اضطرابش گشت گم
Musa dedi ki; üçüncüsü şu: Devletin iki kat artar, iki âlemin de düşmandan arınmış devlet ve saltanatına nail olursun!
گفت موسی آن سوم ملک دوتو ** دو جهانی خالص از خصم و عدو
Şimdiki devlet ve ikbalinden daha fazla devlete, ikbale ve ülkelere sahip olursun. Şimdiki devletin savaş içindedir, o devlet sulh ve huzur içinde!2570
بیشتر زان ملک که اکنون داشتی ** کان بد اندر جنگ و این در آشتی
Savaş âleminde sana böyle bir devlet ve ülke ihsan eden, bir gör de bak, sulhta ülkene nasıl bir sofra kurar!
آنک در جنگت چنان ملکی دهد ** بنگر اندر صلح خوانت چون نهد