English    Türkçe    فارسی   

4
2584-2593

  • Gençlik çağının parlaklığı seni öyle bir açar, neşelendirir ki Ukâşe'nin müjdesi de Peygamber'i öyle-açmış, öyle neşelendirmişti işte!
  • آنچنان بگشایدت فر شباب ** که گشود آن مژده‌ی عکاشه باب
  • Saferin çıktığını kim müjdelerse ona cennet müjdesi vereceğim buyurması
  • قوله علیه السلام من بشرنی بخروج صفر بشرته بالجنة
  • Ahir zaman Peygamberi Ahmed, Rebiyülevvel ayında göçtü, bunda hiç ihtilâf yoktur. 2585
  • احمد آخر زمان را انتقال ** در ربیع اول آید بی جدال
  • Gönlü, bu göç zamanını haber alınca can ve gönülden o vakta âşık oldu.
  • چون خبر یابد دلش زین وقت نقل ** عاشق آن وقت گردد او به عقل
  • Safer gelince, bu ay bitince sefer edeceğim diye-neşelendi.
  • چون صفر آید شود شاد از صفر ** که پس این ماه می‌سازم سفر
  • Her gece bu buluşmanın iştiyakıyla sabahlara kadar "Ey yücelerden yüce arkadaş!" der dururdu!
  • هر شبی تا روز زین شوق هدی ** ای رفیق راه اعلی می‌زدی
  • "Bana kim safer ayı çıktı diye müjde verirse._x000D_
  • گفت هر کس که مرا مژده دهد ** چون صفر پای از جهان بیرون نهد
  • Kim safer gitti, Rebiyyülevvel geldi diye beni muştularsa ben de onu cennetle muştular, ona şefaatçi olurum dedi." 2590
  • که صفر بگذشت و شد ماه ربیع ** مژده‌ور باشم مر او را و شفیع
  • Ukâşe gelip müjde dedi., safer çıktı gitti. Peygamber de "Ey ulu aslan, cennet senindir" buyurdu
  • گفت عکاشه صفر بگذشت و رفت ** گفت که جنت ترا ای شیر زفت
  • Başka birisi de gelip safer çıktı dedi., bet dedi ki: O müjdeyi Ukâşe aldı!
  • دیگری آمد که بگذشت آن صفر ** گفت عکاشه ببرد از مژده بر
  • Erler, görüyorsun ya, âlemden göçmeden neşeleniyorlar, şu çocuklarsa âlemde kalmalarına seviniyorlar!
  • پس رجال از نقل عالم شادمان ** وز بقااش شادمان این کودکان