English    Türkçe    فارسی   

4
2596-2605

  • Firavun, pek güzel, iyi söyledin ama bir de iyi bir dostla görüşeyim, danışayım dedi.
  • Firavun'un, Masa aleyhisselâm'a inanma hususunda Asiye'ye danışması
  • Firavun, bu sözü Asiye'ye açtı. Asiye dedi ki: A gönlü kararmış, bu vaatlere can ver!
  • Bu sözlerde ne büyük inayetler var, ey iyi huylu padişah, durma, hemen bunları elde et!
  • Ekim zamanı geldi., hem de ne faydalı ekim ya! Bu sözleri söyledi ve iştiyakından ağlamaya başladı.
  • Yerinden sıçradı, ne mutlu sana dedi... A kelceğiz, güneş, başına taç oldu! 2600
  • Kelin ayıbını külah örter. Hele o külah güneş ve ay olursa ne mutlu!
  • Daha o mecliste bunu duyunca neden evet, yüzlerce hamdolsun demedin?
  • Bu söz, güneşin kulağına değseydi buna nail olmak ümidiyle baş aşağı yere inerdi!
  • Hiç bildin mi, ne vaattir bu, ne lütuf tur? Hak, İblis' i arayıp soruyor âdeta!
  • O kerem sahibi, seni böyle bir lütfa, böyle bir ihsana çağırdı da nasıl tahammül ettin? Şaşılacak şey 2605