- Cinsiyet, onu öyle bir çekti ki o nasihatler, kulağına bile giremedi. 2655
- عرق جنسیت چنانش جذب کرد ** کان نصیحتها به پیشش گشت سرد
- Her şey, kendi cinsinden olana yüzlerce kanatla uçar gider, ona ulaşma hayaliyle bağlarını yırtıp yürür!
- جنس سوی جنس صد پره پرد ** بر خیالش بندها را بر درد
- Çocuğu, kayıp oluk üstüne giden ve tehlikeye düşen kadının, Allah yüzünü ululasın, Ali'ye gelerek çare araması
- قصهی آن زن کی طفل او بر سر ناودان غیژید و خطر افتادن بود و از علی کرمالله وجهه چاره جست
- Murtaza'nın yanına bir kadın gelip dedi ki; Çocuğum, oluğun üstüne kaydı.
- یک زنی آمد به پیش مرتضی ** گفت شد بر ناودان طفلی مرا
- Çağırsam ele geçmez. Bıraksam düşüp helak olacağından korkuyorum.
- گرش میخوانم نمیآید به دست ** ور هلم ترسم که افتد او به پست
- Akıllı değil ki tehlikeden kurtul, yanıma gel diyeyim de anlasın.
- نیست عاقل تا که دریابد چون ما ** گر بگویم کز خطر سوی من آ
- Elle işaret etsem anlamaz, anlasa bile kötülük şu ki dinlemez! 2660
- هم اشارت را نمیداند به دست ** ور بداند نشنود این هم به دست
- Mememi, südumu gösterdim ama benden gözünü, yüzünü çevirip duruyor!
- بس نمودم شیر و پستان را بدو ** او همی گرداند از من چشم و رو
- Allah hakkı için ey ulular, siz, bu âlemde de âcizlerin ellerinden tutan, onlara yardım eden erlersiniz, o âlemde de!
- از برای حق شمایید ای مهان ** دستگیر این جهان و آن جهان
- Benim derdime tez bir derman bul ki gönlümün mey vasini kaybedeceğim diye yüreğim titremede!
- زود درمان کن که میلرزد دلم ** که بدرد از میوهی دل بسکلم
- Ali dedi ki: dama bir çocuk çıkar., çocuğun, kendi cinsini görünce,
- گفت طفلی را بر آور هم به بام ** تا ببیند جنس خود را آن غلام