- Şeytanlardan yüzbinlerce kötü huylar öğrenmişler, akıl ve gönül gözünü kapamışlardır.   2675
- صد هزاران خوی بد آموخته ** دیدههای عقل و دل بر دوخته
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Onların kötü huylarından en ehemmiyetsizi hasettir, hani iblis'in boynunu vuran haset!
- کمترین خوشان به زشتی آن حسد ** آن حسد که گردن ابلیس زد
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - O köpekler, bunlara ululuk ve haset öğretmişlerdir, onlar, halkın ebedî bir mülke, bir devlete nail olmasını istemezler.
- زان سگان آموخته حقد و حسد ** که نخواهد خلق را ملک ابد
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Kimde sağdan, soldan bir yücelik görürlerse hasetten âdeta kulunçları kabarır, dertlenirler.
- هر کرا دید او کمال از چپ و راست ** از حسد قولنجش آمد درد خاست
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Çünkü harmanı yanmış talihsiz, kimsenin mumunun yanmasını istemez.
- زآنک هر بدبخت خرمنسوخته ** مینخواهد شمع کس افروخته
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Kendine gel de sen de bir yücelik elde et başkalarının yüceliğinden dertlenme!   2680
- هین کمالی دست آور تا تو هم ** از کمال دیگران نفتی به غم
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Allah’tan bu hasedin defini dile de Allah, seni cesetten kurtarsın!
- از خدا میخواه دفع این حسد ** تا خدایت وا رهاند از جسد
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Sana içten bir meşguliyet versin de ondan baş alamayasın!
- مر ترا مشغولیی بخشد درون ** که نپردازی از آن سوی برون
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Allah bir yudumcuk şaraba öyle bir hassa vermiştir ki adamı sarhoş eder, iki âlemden de kurtarır!
- جرعهی می را خدا آن میدهد ** که بدو مست از دو عالم میدهد
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bir avuç yeşil ota, esrara öyle bir hassa vermiştir ki bir zaman olsun insanı kendisinden alır!
- خاصیت بنهاده در کف حشیش ** کو زمانی میرهاند از خودیش