- O köpekler, bunlara ululuk ve haset öğretmişlerdir, onlar, halkın ebedî bir mülke, bir devlete nail olmasını istemezler.
- زان سگان آموخته حقد و حسد ** که نخواهد خلق را ملک ابد
- Kimde sağdan, soldan bir yücelik görürlerse hasetten âdeta kulunçları kabarır, dertlenirler.
- هر کرا دید او کمال از چپ و راست ** از حسد قولنجش آمد درد خاست
- Çünkü harmanı yanmış talihsiz, kimsenin mumunun yanmasını istemez.
- زآنک هر بدبخت خرمنسوخته ** مینخواهد شمع کس افروخته
- Kendine gel de sen de bir yücelik elde et başkalarının yüceliğinden dertlenme! 2680
- هین کمالی دست آور تا تو هم ** از کمال دیگران نفتی به غم
- Allah’tan bu hasedin defini dile de Allah, seni cesetten kurtarsın!
- از خدا میخواه دفع این حسد ** تا خدایت وا رهاند از جسد
- Sana içten bir meşguliyet versin de ondan baş alamayasın!
- مر ترا مشغولیی بخشد درون ** که نپردازی از آن سوی برون
- Allah bir yudumcuk şaraba öyle bir hassa vermiştir ki adamı sarhoş eder, iki âlemden de kurtarır!
- جرعهی می را خدا آن میدهد ** که بدو مست از دو عالم میدهد
- Bir avuç yeşil ota, esrara öyle bir hassa vermiştir ki bir zaman olsun insanı kendisinden alır!
- خاصیت بنهاده در کف حشیش ** کو زمانی میرهاند از خودیش
- Allah uykuya öyle bir hal vermiştir ki düşünceyi iki âlemden de keser! 2685
- خواب را یزدان بدان سان میکند ** کز دو عالم فکر را بر میکند
- Mecnun' u, bir deri aşkından öyle bir hale getirmiştir ki dostu düşmandan fark etmez olmuştur.
- کرد مجنون را ز عشق پوستی ** کو بنشناسد عدو از دوستی