English    Türkçe    فارسی   

4
2701-2710

  • Yelin meyli, yüceleredir, içinde bulunduğu kabı da yücelere kaldırır.
  • میل بادش چون سوی بالا بود ** ظرف خود را هم سوی بالا کشد
  • Peygamberlerin cinsinden olan canlar da çekişe çekişe onların yanına giderler.
  • باز آن جانها که جنس انبیاست ** سوی‌ایشان کش کشان چون سایه‌هاست
  • Çünkü bu kısımdan olan kişinin aklı üstündür, şüphe yok ki akıl da yaradılış bakımından melekle aynı cinstendir.
  • زانک عقلش غالبست و بی ز شک ** عقل جنس آمد به خلقت با ملک
  • Nefis havası da düşmana üstündür, fakat nefis, aşağılık cinstendir, aşağılık âlemine gider!
  • وان هوای نفس غالب بر عدو ** نفس جنس اسفل آمد شد بدو
  • Kıpti, kötü Firavun' un cinsindendi. İsrail oğulları kabilelerine mensup olanlar da Allah kelimi Musa'nın cinsinden. 2705
  • بود قبطی جنس فرعون ذمیم ** بود سبطی جنس موسی کلیم
  • Haman, tam Firavun'un cinsindendi. Firavun, o yüzden onu seçmiş, başköşeye geçirmiş, kendisine vezir etmişti.
  • بود هامان جنس‌تر فرعون را ** برگزیدش برد بر صدر سرا
  • Hâsılı sonunda da Haman, onu başköşeden ta cehennemin dibine kadar çekti. Çünkü o iki pis adam cehennem cinsindendi.
  • لاجرم از صدر تا قعرش کشید ** که ز جنس دوزخ‌اند آن دو پلید
  • İkisi de cehennem gibi yakıcıydı.. ikisi de nurun, zıddı idi.. ikisi de cehennem gibi gönül nurundan çekinen ve nefret eden kişiydi!
  • هر دو سوزنده چو ذوزخ ضد نور ** هر دو چون دوزخ ز نور دل نفور
  • Çünkü cehennem, ey mümin, sırattan çabuk geç, nurun ateşimi söndürecek.
  • زانک دوزخ گوید ای مومن تو زود ** برگذر که نورت آتش را ربود
  • Ey mümin, nurun eteğini sürüdü mü ateşimi, mahvedecek; hemen geç der. 2710
  • بگذر اى مومن كه نورت مىكشد ** آتشم را چون كه دامن مىكشد