Hâsılı Haman, o kötü sözlerle böyle bir yolu Firavun' a kesti!
حاصل آن هامان بدان گفتار بد ** این چنین راهی بر آن فرعون زد
Devlet lokması da ağzına kadar gelmişti. Haman, Firavun'un boğazını kesiverdi!
لقمهی دولت رسیده تا دهان ** او گلوی او بریده ناگهان
Firavun'un harmanını o, yele verdi. Hiçbir padişahın böyle veziri olmasın!
خرمن فرعون را داد او به باد ** هیچ شه را این چنین صاحب مباد
Musa aleyhisselâm'ın Haman'ın sözlerinin tesiriyle Firavun'un imana gelmesinden ümidini kesmesi
نومید شدن موسی علیهالسلام از ایمام فرعون به تاثیر کردن سخن هامان در دل فرعون
Musa dedi ki: Ben sana lütuflar gösterdim, cömertliklerde bulundum, fakat ne yapayım? Allah, sana kısmet etmemiş!
گفت موسی لطف بنمودیم وجود ** خود خداوندیت را روزی نبود
Hakikî olmayan padişahlığı ne el bil, ne yen!2775
آن خداوندی که نبود راستین ** مر ورا نه دست دان نه آستین
Çalma, çırpma padişahlık, cansız, gönülsüz ve gözsüzdür.
آن خداوندی که دزدیده بود ** بی دل و بی جان و بی دیده بود
Sana padişahlığı halk verdiyse borç alır gibi yine senden alır!
آن خداوندی که دادندت عوام ** باز بستانند از تو همچو وام
İğreti padişahlığı Allah' ya ver de Allah sana herkesin kabul edeceği hakikî bir padişahlık versin!
ده خداوندی عاریت به حق ** تا خداوندیت بخشد متفق
Arap beylerinin, ülkeyi ve devlet! Aramızda bölüşelim de kavga, gürültü kalmasın diye Mustafa aleyhisselâm'a müracaatları, Mustafa aleyhisselâm'ın "Ben, bu beyliği yapmaya memurum" diye cevap vermesi, iki tarafın da birbirleriyle bahse girişmeleri
منازعت امیران عرب با مصطفی علیهالسلام کی ملک را مقاسمت کن با ما تا نزاعی نباشد و جواب فرمودن مصطفی علیهالسلام کی من مامورم درین امارت و بحث ایشان از طرفین
Arap beyleri toplanıp Peygamber' in yanına gelerek çekişmeye başladılar.
آن امیران عرب گرد آمدند ** نزد پیغامبر منازع میشدند
Dediler ki: Sen bir beysin... Bizim de her birimiz birer beyiz! Şu beyliği bölüşelim, ülkenin sana düşen kısmını al!2780
که تو میری هر یک از ما هم امیر ** بخش کن این ملک و بخش خود بگیر