- O coşkun inatçı ve şiddetli sel, bütün o mızrakları saman çöpü gibi önüne katıp sürükledi.
- نیزهها را همچو خاشاکی ربود ** آب تیز سیل پرجوش عنود
- Bütün mızraklar kayboldu... Sopaysa bir gözcü gibi suyun üstünde duruyordu!
- نیزهها گم گشت جمله و آن قضیب ** بر سر آب ایستاده چون رقیب
- O sopanın himmetiyle o şiddetli sel, şehirden yüz çevirdi, başka bir tarafa akıp gitti. 2795
- ز اهتمام آن قضیب آن سیل زفت ** روبگردانید و آن سیلاب رفت
- Bu büyük işi gören Arap beyleri, korkularından hep Mustafa’nın beyliğini tasdik ettiler.
- چون بدیدند از وی آن امر عظیم ** پس مقر گشتند آن میران ز بیم
- Yalnız hasetleri pek üstün olan üç kişi inanmadı... İnatlarından büyücü ve kâhin dediler.
- جز سه کس که حقد ایشان چیره بود ** ساحرش گفتند و کاهی از جحود
- İğreti beylik böyle zayıf olur... Allah vergisi olan beylikse böyle yücedir işte.
- ملک بر بسته چنان باشد ضعیف ** ملک بر رسته چنین باشد شریف
- Ey soyu sopu belli kişi, o mızraklarla sopayı görmediysen o beylerin adları ile peygamberin adına bak.
- نیزهها را گر ندیدی با قضیب ** نامشان بین نام او بین این نجیب
- Onların adlarını kuvvetli, şiddetli ölüm seli sildi süpürdü... Fakat Ahmed’in adı ve devleti baki. 2800
- نامشان را سیل تیز مرگ برد ** نام او و دولت تیزش نمرد
- Onun nöbetini günde beş defa vuruyorlar... bu, kıyamete kadar her gün böyle sürüp gidecek!
- پنج نوبت میزنندش بر دوام ** همچنین هر روز تا روز قیام
- Aklın varsa sana lûtuflarda bulundum... eşeksen eşeğe de asayı getirdim.
- گر ترا عقلست کردم لطفها ** ور خری آوردهام خر را عصا