- Nerede bir ağaç ve taş varsa Mustafa’yı görünce apaçık selâm verdi ya! İşte cansızların hepsini de böyle bil, böyle tanı!
- چون درخت و سنگ کاندر هر مقام ** مصطفی را کرده ظاهرالسلام
- Tanrı varlığını inkâr eden ve âleme evvel, yok diyen Dehri’ye cevap
- جواب دهری کی منکر الوهیت است و عالم را قدیم میگوید
- Dün birisi, âlem, sonradan yaratıldı... bu gökyüzü fânidir, vârisi Hak’dır diyordu.
- دی یکی میگفت عالم حادثست ** فانیست این چرخ و حقش وارثست
- Bir filozof dedi ki: Sonradan yaratıldığını nasıl biliyorsun? Yağmur,bulutun sonradan yaratıldığını nasıl bilir?
- فلسفیی گفت چون دانی حدوث ** حادثی ابر چون داند غیوث
- Bu değişip duran âlemden sen, bir zerre bile değilsin... öyle olduğu halde güneşin sonradan yaratıldığını ne bilirsin ki? 2835
- ذرهای خود نیستی از انقلاب ** تو چه میدانی حدوث آفتاب
- Pislik içinde gömülü olan bir kurtcağız, yeryüzünün evvelini, sonunu nereden bilecek?
- کرمکی کاندر حدث باشد دفین ** کی بداند آخر و بدو زمین
- Sen bu sözü babandan duydun... taklitle aptallığından ona sarıldın?
- این به تقلید از پدر بشنیدهای ** از حماقت اندرین پیچیدهای
- Sonradan yaratıldığına delil nedir? söyle; yoksa sus, fazla söylenmeye kalkma!
- چیست برهان بر حدوث این بگو ** ورنه خامش کن فزون گویی مجو
- Adam dedi ki: Bu derin denizde bir gün iki bölük halkın bahse giriştiklerini gördüm.
- گفت دیدم اندرین بحث عمیق ** بحث میکردند روزی دو فریق
- Onlar çekişir bahsederken halk onların başına üşüştü. 2840
- در جدال و در خصام و در ستوه ** گشت هنگامه بر آن دو کس گروه
- Ben de kalabalığın arasına karıştım, onların sözlerini, hallerini anlamak için durdum, bekledim.
- من به سوی جمع هنگامه شدم ** اطلاع از حال ایشان بستدم