English    Türkçe    فارسی   

4
2836-2845

  • Pislik içinde gömülü olan bir kurtcağız, yeryüzünün evvelini, sonunu nereden bilecek?
  • کرمکی کاندر حدث باشد دفین ** کی بداند آخر و بدو زمین
  • Sen bu sözü babandan duydun... taklitle aptallığından ona sarıldın?
  • این به تقلید از پدر بشنیده‌ای ** از حماقت اندرین پیچیده‌ای
  • Sonradan yaratıldığına delil nedir? söyle; yoksa sus, fazla söylenmeye kalkma!
  • چیست برهان بر حدوث این بگو ** ورنه خامش کن فزون گویی مجو
  • Adam dedi ki: Bu derin denizde bir gün iki bölük halkın bahse giriştiklerini gördüm.
  • گفت دیدم اندرین بحث عمیق ** بحث می‌کردند روزی دو فریق
  • Onlar çekişir bahsederken halk onların başına üşüştü. 2840
  • در جدال و در خصام و در ستوه ** گشت هنگامه بر آن دو کس گروه
  • Ben de kalabalığın arasına karıştım, onların sözlerini, hallerini anlamak için durdum, bekledim.
  • من به سوی جمع هنگامه شدم ** اطلاع از حال ایشان بستدم
  • Bir bölüğü âlem fânidir... şüphe yok ki bu yapının bir yapıcısı var diyordu.
  • آن یکی می‌گفت گردون فانیست ** بی‌گمانی این بنا را بانیست
  • Öbür bölüğün bu âlem kadimdir, evveli yoktur, yaratıcısı yapıcısı da yoktur... varsa bile kendisidir diyordu.
  • وان دگر گفت این قدیم و بی کیست ** نیستش بانی و یا بانی ویست
  • Tanrıya inanan, yaratıcıyı inkar ettin... geceyle gündüzü getirip götüren ve rızk veren Tanrıya münkir oldun, dedi.
  • گفت منکر گشته‌ای خلاق را ** روز و شب آرنده و رزاق را
  • Filozof ben dedi... delilsiz sözü dinlemem, taklide ancak ahmak olan kapılır! 2845
  • گفت بی برهان نخواهم من شنید ** آنچ گولی آن به تقلیدی گزید