Münkirin delili, ancak ve ancak şudur: Ben şu görünen yurttan başka bir şey görmüyorum!
حجت منکر همین آمد که من ** غیر این ظاهر نمیبینم وطن
Hiç düşünmez ki nerede bir görünen şey varsa o, gizli hikmetleri haber vermededir.
هیچ نندیشد که هر جا ظاهریست ** آن ز حکمتهای پنهان مخبریست
Her görünen şeyin faydası, faydanın ilaçlarda gizli oluşu gibi o şeyin içinde gizlidir.2880
فایدهی هر ظاهری خود باطنیست ** همچو نفع اندر دواها کامنست
“Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak üzere yarattım” yani onları yalnız görün diye değil,sizin görmediğiniz mâna ve bakî olan bir hikmet için yarattım âyetinin tefsiri
تفسیر این آیت کی و ما خلقنا السموات والارض و ما بینهما الا بالحق نیافریدمشان بهر همین کی شما میبینید بلک بهر معنی و حکمت باقیه کی شما نمیبینید آن را
Hiçbir ressam var mıdır ki yaptığı resmi, hiçbir menfaat ümidi gözetmeden yalnız resim yapmak için yapsın.
هیچ نقاشی نگارد زین نقش ** بی امید نفع بهر عین نقش
Hem resim yapmak için yapar, hem de uluların büyüklerin bir vesile ile kederlerinden kurtulmalarını ister.
بلک بهر میهمانان و کهان ** که به فرجه وارهند از اندهان
Çocukların neşelenmesini, bu resimle ölüp gitmiş dostların, dostlar tarafından hatırlanmasını diler.
شادی بچگان و یاد دوستان ** دوستان رفته را از نقش آن
Hiçbir testici yoktur ki içine su konmasını düşünmeden testisini, sırf testi yapmak için yapsın!
هیچ کوزهگر کند کوزه شتاب ** بهر عین کوزه نه بر بوی آب
Hiçbir kâseci yoktur ki kaseyi ancak kâse olmak için yapsın da içine yemek konmak için yapmasın!2885
هیچ کاسه گر کند کاسه تمام ** بهر عین کاسه نه بهر طعام
Hiçbir hattat yoktur ki özene bezene yazdığı yazıyı yalnız yazısını, yazısının güzelliğini göstermek için yazsın da okumak için yazmasın.
هیچ خطاطی نویسد خط به فن ** بهر عین خط نه بهر خواندن
Görünen suret gayp âlemindeki surete delâlet eder, o da başka bir gayp suretinden vücut bulmuştur.
نقش ظاهر بهر نقش غایبست ** وان برای غایب دیگر ببست