- Delikanlı, kardeşine yapacağı ilâcı kimse görmesin diye halkı uzaklaştırdı.
- خلق را میراند از وی آن جوان ** تا علاجش را نبینند آن کسان
- 290.Gizli bir şeyler söyler gibi ağzını kulağına götürdü, sonra da o şeyi burnuna koydu. 290
- سر به گوشش برد همچون رازگو ** پس نهاد آن چیز بر بینی او
- Köpek pisliğini avucuna sürtmüştü... Pis beynin ilâcını bu pislikle görmüştü.
- کو به کف سرگین سگ ساییده بود ** داروی مغز پلید آن دیده بود
- Avucunu koklatır koklatmaz adam, deprenmeye başladı. Halk, bu pek mühim bir afsun dediler...
- ساعتی شد مرد جنبیدن گرفت ** خلق گفتند این فسونی بد شگفت
- Afsunu okuyup kulağına üfürdü... Adam adeta ölmüştü, afsun imdadına yetişti!
- کین بخواند افسون به گوش او دمید ** مرده بود افسون به فریادش رسید
- Kötü kişilerin hareketi o yandandır... Zina, bakışla, göz ve kaş işaretiyle harekete gelir.
- جنبش اهل فساد آن سو بود ** که زنا و غمزه و ابرو بود
- Kime öğüt miski fayda vermezse muhakkak o, kötü kokulara alışmıştır. 295
- هر کرا مشک نصیحت سود نیست ** لا جرم با بوی بد خو کردنیست
- Allah, müşrikler, tâ ezelden pislik içinde doğduklarından onlara “Necis-pis” demiştir.
- مشرکان را زان نجس خواندست حق ** کاندرون پشک زادند از سبق
- Pislik içinde doğan kurt, ebediyen huyundan dönmez, ambere bakmaz!
- کرم کو زادست در سرگین ابد ** مینگرداند به عنبر خوی خود
- Ona nur saçısı isabet etmemiştir... O, tamamı ile cisimden ibarettir, kabuk gibi içsiz, gönülsüzdür o!
- چون نزد بر وی نثار رش نور ** او همه جسمست بیدل چون قشور