- Otu, ha çağırmışsın,ha çağırmamışsın... ayağı toprağa kakılmış kalmıştır.
- نبت را چه خوانده چه ناخوانده ** هست پای او به گل در مانده
- Rüzgarın tesiri ile başını sallasa da baş sallanmasına aldanma.
- گر سرش جنبد پیر باد رو ** تو به سر جنبانیش غره مشو
- Başı, ey seher yeli, duyduk, peki der ama ayağı isyan ediyoruz bırak bizi der.
- آن سرش گوید سمعنا ای صبا ** پای او گوید عصینا خلنا
- Kısa görüşlüde gezip dolaşmayı bilmediğinden aşağılık kişiler gibi sürünüp gider... körler gibi Tanrıya dayanıp adım atar.
- چون ندارد سیر میراند چون عام ** بر توکل مینهد چون کور گام
- Savaşta Tanrıya dayanmaktan ne fayda çıkar ki? Bu tavla oynayan acemilerin Tanrıya dayanmasına benzer. 2900
- بر توکل تا چه آید در نبرد ** چون توکل کردن اصحاب نرد
- Donup kalmamış olan keskin bakışlarsa, ileriyi delip gider, perdeleri yırtıp görür.
- وآن نظرهایی که آن افسرده نیست ** جز رونده و جز درندهی پرده نیست
- Bu bakışa sahip olanlar, on yıl sonra olacak şeyi şimdicik, hem de gözleri ile görürler.
- آنچ در ده سال خواهد آمدن ** این زمان بیند به چشم خویشتن
- Böylece herkes bakışı ve görüşü miktarınca gaybı da görür, geleceği de... hayrı da görür şerri de.
- همچنین هر کس به اندازهی نظر ** غیب و مستقبل ببیند خیر وشر
- Gözün önünde ardında bir hail kalmadı mı bütün dünya dümdüz olur, göz, gayp levhini bile okur.
- چونک سد پیش و سد پس نماند ** شد گذاره چشم و لوح غیب خواند
- Gözünü ardına çevirdi mi varlığın başladığı zamandan itibaren bütün macera ve âlemin yaradılışı gözüne görünür! 2905
- چون نظر پس کرد تا بدو وجود ** ماجرا و آغاز هستی رو نمود