- Donup kalmamış olan keskin bakışlarsa, ileriyi delip gider, perdeleri yırtıp görür.
- وآن نظرهایی که آن افسرده نیست ** جز رونده و جز درندهی پرده نیست
- Bu bakışa sahip olanlar, on yıl sonra olacak şeyi şimdicik, hem de gözleri ile görürler.
- آنچ در ده سال خواهد آمدن ** این زمان بیند به چشم خویشتن
- Böylece herkes bakışı ve görüşü miktarınca gaybı da görür, geleceği de... hayrı da görür şerri de.
- همچنین هر کس به اندازهی نظر ** غیب و مستقبل ببیند خیر وشر
- Gözün önünde ardında bir hail kalmadı mı bütün dünya dümdüz olur, göz, gayp levhini bile okur.
- چونک سد پیش و سد پس نماند ** شد گذاره چشم و لوح غیب خواند
- Gözünü ardına çevirdi mi varlığın başladığı zamandan itibaren bütün macera ve âlemin yaradılışı gözüne görünür! 2905
- چون نظر پس کرد تا بدو وجود ** ماجرا و آغاز هستی رو نمود
- Yer meleklerinin ululuk ıssı Tanrı ile babamızın halife olması hususunda bahse giriştiklerini duyar görür.
- بحث املاک زمین با کبریا ** در خلیفه کردن بابای ما
- Ön tarafa baktı mı mahşere kadar ne olacaksa onların da hepsi gözünün önünde canlanır.
- چون نظر در پیش افکند او بدید ** آنچ خواهد بود تا محشر پدید
- Şu halde arkaya bakınca aslın aslına kadar... önüne bakınca kıyamete kadar her şey gözüne apaçık görünür.
- پس ز پس میبیند او تا اصل اصل ** پیش میبیند عیان تا روز فصل
- Herkes gönlünün aydınlığı ve cilâsı nispetinde gaybı görür.
- هر کسی اندازهی روشندلی ** غیب را بیند به قدر صیقلی
- Kim gönlünü daha fazla cilâladı ise daha ziyade görür... ona daha fazla suretler görünür. 2910
- هر که صیقل بیش کرد او بیش دید ** بیشتر آمد برو صورت پدید