- Gözünü ardına çevirdi mi varlığın başladığı zamandan itibaren bütün macera ve âlemin yaradılışı gözüne görünür! 2905
- چون نظر پس کرد تا بدو وجود ** ماجرا و آغاز هستی رو نمود
- Yer meleklerinin ululuk ıssı Tanrı ile babamızın halife olması hususunda bahse giriştiklerini duyar görür.
- بحث املاک زمین با کبریا ** در خلیفه کردن بابای ما
- Ön tarafa baktı mı mahşere kadar ne olacaksa onların da hepsi gözünün önünde canlanır.
- چون نظر در پیش افکند او بدید ** آنچ خواهد بود تا محشر پدید
- Şu halde arkaya bakınca aslın aslına kadar... önüne bakınca kıyamete kadar her şey gözüne apaçık görünür.
- پس ز پس میبیند او تا اصل اصل ** پیش میبیند عیان تا روز فصل
- Herkes gönlünün aydınlığı ve cilâsı nispetinde gaybı görür.
- هر کسی اندازهی روشندلی ** غیب را بیند به قدر صیقلی
- Kim gönlünü daha fazla cilâladı ise daha ziyade görür... ona daha fazla suretler görünür. 2910
- هر که صیقل بیش کرد او بیش دید ** بیشتر آمد برو صورت پدید
- Sen eğer bu arılık Tanrı lûtfu dersen gönlünü arıtmaya muvaffak oluş da onun vergisidir, onun lûtfundandır.
- گر تو گویی کان صفا فضل خداست ** نیز این توفیق صیقل زان عطاست
- O çalışma da o dua da himmet miktarıncadır... “İnsan, ancak çalıştığını elde eder!”
- قدر همت باشد آن جهد و دعا ** لیس للانسان الا ما سعی
- Himmeti veren ancak Tanrıdır... hiçbir saman çöpü, padişahın himmetine sahip değildir.
- واهب همت خداوندست و بس ** همت شاهی ندارد هیچ خس
- Tanrının bir adamı bir işe ayırması, bir işe koşması, dileği, isteği, ihtiyar ve iradeyi men etmek değildir ki!
- نیست تخصیص خدا کس را به کار ** مانع طوع و مراد و اختیار