Fakat bağışladım diye seni minnetli bir hale getirmiyorum ha... yalnız benim yanımdaki değerinin anlatıyorum ey benim yanımdaki değerini anlatıyorum ey benim nedimim!
بر تو میننهیم منت ای کریم ** لیک شرح عزت تست ای ندیم
Bunu sen yapmadın, ben yaptım... ey sıfatları, bizim sıfatlarımızda görülmüş, ey varlığını bize vermiş olan nedim!2945
این نکردی تو که من کردم یقین ** ایی صفاتت در صفات ما دفین
Bu işi sen dileyerek yapmadın, içinden öyle geldi... seni bu işe sevk eden biziz... Çünkü ben, sana kendimi vermiş değilim, sen varlığını bana vermişsin!
تو درین مستعملی نی عاملی ** زانک محمول منی نی حاملی
“Sen atmadın o taşları... hakikatte Tanrı attı” ayetine mazhar olmuşsun... kendini köpük gibi dalgaya salıvermiş, bırakmışsın!
ما رمیت اذ رمیت گشتهای ** خویشتن در موج چون کف هشتهای
Mademki lâ oldun, illânın yanında ev kur... şaşılacak şey şu: Hem esirsin hem bey!
لا شدی پهلوی الا خانهگیر ** این عجب که هم اسیری هم امیر
Ne verdiysen padişah verdi, sen vermedin... doğruyu Tanrı daha iyi bilir ya, ortada var olan ancak odur.
آنچ دادی تو ندای شاه داد ** اوست بس الله اعلم بالرشاد
O nedim zahmetten belâdan kurtuldu, fakat bu şefaatçiye öyle bir incindi ki selâm bile vermez oldu.2950
وآن ندیم رسته از زخم و بلا ** زین شفیع آزرد و برگشت از ولا
O ihlâs sahibi kişiden dostluğu kesti... yolda rastlasa yüzünü duvara döner, selâm vermezdi!
دوستی ببرید زان مخلص تمام ** رو به حایط کرد تا نارد سلام
Kendisini kurtaran arkadaşına âdeta yabancı olmuştu... halk şaşırdı, bu iş, ağızlara yayıldı, hikaye gibi söylenmeye başlandı.
زین شفیع خویشتن بیگانه شد ** زین تعجب خلق در افسانه شد
Herkes, deli değilse neden canını satın alan arkadaşı ile dostluktan vazgeçti.
که نه مجنونست یاری چون برید ** از کسی که جان او را وا خرید