- Ey emin adam, bunun faydası, sırrı bundan ibaretse neden hikmetini arıyorsun ya!
- از چه رو فایدهی جویی ای امین ** چون بود فایده این خود همین
- Göğün ve yer ehlinin suretleri, ancak bu suretler için yaratılmışsa bunda bir hikmet yoktur ki!
- پس نقوش آسمان و اهل زمین ** نیست حکمت کان بود بهر همین
- Bir hikmet sahibi yoksa bu tertip nedir... bir hikmet sahibi varsa işi nasıl boş ve abes olabilir?
- گر حکیمی نیست این ترتیب چیست ** ور حکیمی هست چون فعلش تهیست
- Doğru, yanlış, bir şey düşünmeksizin ne kimse hamama bir resim yapar, ne bir yeri boyar! 3000
- کس نسازد نقش گرمابه و خضاب ** جز پی قصد صواب و ناصواب
- Musa aleyhisselâm’ın Tanrı’ya “Neden halkı yarattın,sonrada onları helak adiyorsun?” diye sorması ve Tanrı’nın cevabı
- مطالبه کردن موسی علیهالسلام حضرت را کی خلقت خلقا اهلکتهم و جواب آمدن
- Musa dedi ki: Ey soru hesap gününün sahibi Tanrı, yapıp düzdün, neden yine bozar yıkarsın?
- گفت موسی ای خداوند حساب ** نقش کردی باز چون کردی خراب
- Cana, canlar katan erler, dişiler yaratırsın... sonra bunları yıkar, mahvedersin; neden?
- نر و ماده نقش کردی جانفزا ** وانگهان ویران کنی این را چرا
- Tanrı dedi ki: Bu suali inkâr yüzünden, yahut gafletle ve nefsine uyarak sormuyorsun, biliyorum.
- گفت حق دانم که این پرسش ترا ** نیست از انکار و غفلت وز هوا
- Yoksa hoş görmez, gazap eder, bu soru yüzünden seni incitirdim.
- ورنه تادیب و عتابت کردمی ** بهر این پرسش ترا آزردمی
- Fakat bizim işlerimizdeki hikmetleri, varlık sırlarını araştırıyorsun... 3005
- لیک میخواهی که در افعال ما ** باز جویی حکمت و سر بقا
- Bunu bilip sonra da halka bildirmek ve her ham kişiyi bu suretle olgunlaştırmak istiyorsun.
- تا از آن واقف کنی مر عام را ** پخته گردانی بدین هر خام را