English    Türkçe    فارسی   

4
3004-3013

  • Yoksa hoş görmez, gazap eder, bu soru yüzünden seni incitirdim.
  • Fakat bizim işlerimizdeki hikmetleri, varlık sırlarını araştırıyorsun... 3005
  • Bunu bilip sonra da halka bildirmek ve her ham kişiyi bu suretle olgunlaştırmak istiyorsun.
  • Sen bunu biliyorsun ama halka da bildirmek için sormaktasın.
  • Çünkü bu sual yarı bilgidir. Hiç bilmeyen, bu bilgiden dışarıda kalan bu soruyu soramaz.
  • Sual de bilgiden doğar, cevap da... nitekim diken de toprakla sudan biter, gül de!
  • Hem sapıklık bilgiden olur, hem doğru yolu buluş... nitekim acı da rutubetten hâsıl olur, tatlı da! 3010
  • Bu nefret ve sevgi, aşinalıktan gelir... hastalık da iyi gıdadan olur, kuvvet de!
  • Tanrı Kelim’i de, acemilere bu sırrı bildirmek, onları faydalandırmak için kendini acemi yaptı.
  • Bizde kendimizi ondan daha acemi yapalım da bilmez gibi cevabını dinleyelim.