- Yahut da Tanrı belletmesiyle Mesih gibi doğar doğmaz konuşur.
- یا مسیحی که به تعلیم ودود ** در ولادت ناطق آمد در وجود
- Doğuşundaki zina ve fesat töhmetlerini reddetmek, zinadan doğmadığını anlatmak için dile gelir.
- از برای دفع تهمت در ولاد ** که نزادست از زنا و از فساد
- Çalışmada bir hareket gerek ki ayran, gönüldeki yağdan ayrılsın! 3045
- جنبشی بایست اندر اجتهاد ** تا که دوغ آن روغن از دل باز داد
- Yağ, ayran içinde âdeta yok gibidir de ayran, varlık alemine bayrak dikmiştir.
- روغن اندر دوغ باشد چون عدم ** دوغ در هستی برآورده علم
- Sen de var olarak görünen deriden ibarettir... fâni görünen yok mu?Asıl var olan odur işte!
- آنک هستت مینماید هست پوست ** وآنک فانی مینماید اصل اوست
- Yağlanmamış, eskimemiş ayranın varsa dövüp yağını çıkarmadıkça sakın harcama!
- دوغ روغن ناگرفتست و کهن ** تا بنگزینی بنه خرجش مکن
- Hemen onu bilgiyle elden ele alarak döndüre dur da gizlendiğini meydana çıkarsın.
- هین بگردانش به دانش دست دست ** تا نماید آنچ پنهان کرده است
- Çünkü bu fâni olan şey, bakînin delilidir... nitekim sarhoşların yalvarmaları da sâkiye delildir! 3050
- زآنک این فانی دلیل باقیست ** لابهی مستان دلیل ساقیست
- Buna dair başka bir misâl
- مثال دیگر هم درین معنی
- Bayraklardaki aslanların hareketi, gizli bir yelin varlığından haber verir.
- هست بازیهای آن شیر علم ** مخبری از بادهای مکتتم
- Yeller esmeseydi ölü aslan havada nasıl olur da hareket ederdi?
- گر نبودی جنبش آن بادها ** شیر مرده کی بجستی در هوا