- Sevinçten ölecekti âdeta... canı ile bedeni sanki ölümle dirim arasında tomruğa vurulmuştu!
- که ز شادی خواست هم فانی شدن ** بس مطوق آمد این جان و بدن
- Bu ışık gam soluğu ile de söner, neşe soluğu ile de... işte sana bir alay, işte sana bir eğlence!
- از دم غم میبمیرد این چراغ ** وز دم شادی بمیرد اینت لاغ
- O, bu iki ölüm arasında diridir... bu tomruğa vurulmuş olduğu halde gülünecek bir şey!
- در میان این دو مرگ او زنده است ** این مطوق شکل جای خنده است
- Padişah kendi kendine dedi ki: bu neşeye sebep, o gamdı; Tanrı sebep ihsan etti, sevindim.
- شاه با خود گفت شادی را سبب ** آنچنان غم بود از تسبیب رب
- Ne şaşılacak şey! Bir hadise bir yönden ölüm, öbür yönden dirim ve sevinç. 3095
- ای عجب یک چیز از یک روی مرگ ** وان ز یک روی دگر احیا و برگ
- Şu bir yönden tatlıdır, zevk vericidir. Diğer bir yönden de öldürücü, azap vericidir.
- آن یکی نسبت بدان حالت هلاک ** باز هم آن سوی دیگر امتساک
- Ten sevinci dünyaya mensup olana göre yücelik... fakat ahiret gününe göre noksan ve zeval!
- شادی تن سوی دنیاوی کمال ** سوی روز عاقبت نقص و زوال
- Düş yorucu rüyada gülmeyi ağlamaya, hayıflamaya, kederlenmeye yorar.
- خنده را در خواب هم تعبیر خوان ** گریه گوید با دریغ و اندهان
- Ağlamayı da sevince, feraha verir ey şen, esen kişi!
- گریه را در خواب شادی و فرح ** هست در تعبیر ای صاحب مرح
- Padişah, bu gam geçti gitti ama can, bu çeşit şeylerden kötü şüphelere düşer diye düşünceye daldı. 3100
- شاه اندیشید کین غم خود گذشت ** لیک جان از جنس این بدظن گشت