- Padişah kendi kendine dedi ki: bu neşeye sebep, o gamdı; Tanrı sebep ihsan etti, sevindim.
- شاه با خود گفت شادی را سبب ** آنچنان غم بود از تسبیب رب
- Ne şaşılacak şey! Bir hadise bir yönden ölüm, öbür yönden dirim ve sevinç. 3095
- ای عجب یک چیز از یک روی مرگ ** وان ز یک روی دگر احیا و برگ
- Şu bir yönden tatlıdır, zevk vericidir. Diğer bir yönden de öldürücü, azap vericidir.
- آن یکی نسبت بدان حالت هلاک ** باز هم آن سوی دیگر امتساک
- Ten sevinci dünyaya mensup olana göre yücelik... fakat ahiret gününe göre noksan ve zeval!
- شادی تن سوی دنیاوی کمال ** سوی روز عاقبت نقص و زوال
- Düş yorucu rüyada gülmeyi ağlamaya, hayıflamaya, kederlenmeye yorar.
- خنده را در خواب هم تعبیر خوان ** گریه گوید با دریغ و اندهان
- Ağlamayı da sevince, feraha verir ey şen, esen kişi!
- گریه را در خواب شادی و فرح ** هست در تعبیر ای صاحب مرح
- Padişah, bu gam geçti gitti ama can, bu çeşit şeylerden kötü şüphelere düşer diye düşünceye daldı. 3100
- شاه اندیشید کین غم خود گذشت ** لیک جان از جنس این بدظن گشت
- Gül gider de dedi, ayağıma böyle bir diken batarsa hiç olmazsa ondan bana bir yadigâr kalmalı!
- ور رسد خاری چنین اندر قدم ** که رود گل یادگاری بایدم
- Yokluğa sayısız, sonsuz sebepler var... hangi yolu kapayalım ki?
- چون فنا را شد سبب بیمنتهی ** پس کدامین راه را بندیم ما
- Isırıcı ölüme yüzlerce pencere var, yüzlerce kapı var... açılırken her biri cik cik etmekte!
- صد دریچه و در سوی مرگ لدیغ ** میکند اندر گشادن ژیغ ژیغ