- Ben bu eldenim başka elden değil... Lütfet, elimi ayağımı sen kes de beni, başkasına öldürtme!
- جز به دست خود مبرم پا و سر ** که ازین دستم نه از دست دگر
- Ayrılıktan dem vuruyorsun... Dilediğini yap, fakat beni kendinden ayırma, bunu yapma!
- از جدایی باز میرانی سخن ** هر چه خواهی کن ولیکن این مکن
- Şimdi söz ülkesine yol aldık... Fakat vakit geçti, söylemeye imkân yok!
- در سخن آباد این دم راه شد ** گفت امکان نیست چون بیگاه شد
- İşin dış yüzünü söyledik, içyüzü örtülü kaldı... Sağ olursak böyle kalmaz, onu da söyleriz elbet!
- پوستها گفتیم و مغز آمد دفین ** گر بمانیم این نماند همچنین
- Sevgilinin, âşığın özrünü reddetmesi ve hilesini yüzüne vurması
- رد کردن معشوقه عذر عاشق را و تلبیس او را در روی او مالیدن
- Sevgili, ağzını açıp şöyle cevap verdi: “Bizce senin halin gün gibi aydınlık ama sence gece! 320
- در جوابش بر گشاد آن یار لب ** کز سوی ما روز سوی تست شب
- Bu kara hileleri adalet gününde gören kişilerin önüne neye getirir, yayar dökersin ki?
- حیلههای تیره اندر داوری ** پیش بینایان چرا میآوری
- Gönlündeki hilelerin, düzenlerin hepsi bizim önümüzde rüsvay olmada, hepsini de gün gibi görüp duruyoruz.
- هر چه در دل داری از مکر و رموز ** پیش ما رسواست و پیدا همچو روز
- O suçu, kulumuza acır da örtersek sen neden yüzsüzlük eder, haddini aşarsın?
- گر بپوشیمش ز بندهپروری ** تو چرا بیرویی از حد میبری
- Babandan öğrensene... Âdem, suç işleyince hemencecik ayak çıkarılan yere geldi;
- از پدر آموز که آدم در گناه ** خوش فرود آمد به سوی پایگاه
- O gizli sırları bilen Allah’ı hazır nazır gördü de iki ayaküstüne durup suçunun affedilmesini dilemeye koyuldu. 325
- چون بدید آن عالم الاسرار را ** بر دو پا استاد استغفار را