English    Türkçe    فارسی   

4
3167-3176

  • Musa’nın eli gibi Tanrı izniyle onun büyüsünü kökünden yıkar, mahvederim.
  • Çünkü bana bu bilgi Tanrı tarafından verildi... hor hakîr büyücülere şakirtlik ederek öğrenmedim.
  • Onun büyüsünü bozmak şehzadenin benzinin sarılığını gidermek için geldim ben!
  • Seher çağında mezarlığa git de orada duvarın yanında kireçle boyanmış bir ak mezar var. 3170
  • Orasını kıbleye doğru kaz; Tanrının kudretine, kuvvetine bak!
  • Bu hikâye pek uzundur, sen de usandın... bari fazlasını bırakayım da hulâsasını söyleyeyim.
  • O sıkı düğümleri çözdü şehzadeyi mihnetten kurtardı.
  • Çocuk kendisine gelince koşa, koşa babasının tahtına vardı, yüzlerce mihnetle,
  • Secdeye kapandı, yüzünü yerlere sürdü... koltuğunda da bir kılıç ve bir kefen vardı. 3175
  • Padişah şenlikler yaptırdı şehir halkı sevindi, o ümidini kesmiş gelinde muradına erdi.