English    Türkçe    فارسی   

4
3194-3203

  • Kendine gel bu kokmuş kocakarının kuvvetli büyüleri vardır... sıcak nefesi padişahları bile esir eder.
  • هین فسون گرم دارد گنده پیر ** کرده شاهان را دم گرمش اسیر
  • Gönülde onun tükürüklü üfürükler salan büyücüleri var... büyü düğümlerini düğümleyen odur! 3195
  • در درون سینه نفاثات اوست ** عقده‌های سحر را اثبات اوست
  • Dünya büyücüsü pek ilginç bir karıdır... onun büyü ipini çözmek herkesin ayağının harcı değil!
  • ساحره‌ی دنیا قوی دانا زنیست ** حل سحر او به پای عامه نیست
  • Eğer akıllar onun bağladığı düğümleri çözseydi Tanrı peygamberleri yollar mıydı?
  • ور گشادی عقد او را عقلها ** انبیا را کی فرستادی خدا
  • Kendine gel de nefesi kutlu, düğümler çözen, Tanrı dilediğini işler sırrını bilir birisini ara!
  • هین طلب کن خوش‌دمی عقده‌گشا ** رازدان یفعل الله ما یشا
  • Dünya seni de balık gibi oltasına takmıştır... şehzade bir yıl kaldı, sense altmış yıldır o oltadasın!
  • هم‌چو ماهی بسته است او به شست ** شاه زاده ماند سالی و تو شصت
  • Tam altmış yıldır onun oltasında mihnetler içindesin... ne bir hoşluğum var, ne bir sünnete uyarsın! 3200
  • شصت سال از شست او در محنتی ** نه خوشی نه بر طریق سنتی
  • Günahkâr bir bedbahtsın... ne dünyan güzel, ne vebalden, günahtan kurtulmuşsun!
  • فاسقی بدبخت نه دنیات خوب ** نه رهیده از وبال و از ذنوب
  • Dünyanın üfürüğü bu düğümleri pek sıkı düğümledi... sen artık tek yaratıcının üfürüğünü iste!
  • نفخ او این عقده‌ها را سخت کرد ** پس طلب کن نفخه‌ی خلاق فرد
  • İste de “Ben Adem’e ruhumdan üfürdüm” üfürüğü, seni bundan kurtarsın ve yücel desin!
  • تا نفخت فیه من روحی ترا ** وا رهاند زین و گوید برتر آ