- Tam altmış yıldır onun oltasında mihnetler içindesin... ne bir hoşluğum var, ne bir sünnete uyarsın! 3200
- شصت سال از شست او در محنتی ** نه خوشی نه بر طریق سنتی
- Günahkâr bir bedbahtsın... ne dünyan güzel, ne vebalden, günahtan kurtulmuşsun!
- فاسقی بدبخت نه دنیات خوب ** نه رهیده از وبال و از ذنوب
- Dünyanın üfürüğü bu düğümleri pek sıkı düğümledi... sen artık tek yaratıcının üfürüğünü iste!
- نفخ او این عقدهها را سخت کرد ** پس طلب کن نفخهی خلاق فرد
- İste de “Ben Adem’e ruhumdan üfürdüm” üfürüğü, seni bundan kurtarsın ve yücel desin!
- تا نفخت فیه من روحی ترا ** وا رهاند زین و گوید برتر آ
- Büyü üfürüğünü Tanrı üfürüğünden başka bir şey bozmaz... bu kahır üfürüğüdür, o lûtuf üfürüğü!
- جز به نفخ حق نسوزد نفخ سحر ** نفخ قهرست این و آن دم نفح مهر
- Tanrının rahmeti kahrından artıktır, ileridir. Sen de ileri olmak istiyorsan yürü, bir ileri gitmiş er ara. 3205
- رحمت او سابقست از قهر او ** سابقی خواهی برو سابق بجو
- Bu suretle amelleriyle, yahut, hurilerle evlendirilmiş kişilerin mertebesine eriş... ey büyülenmiş padişah işte sana kurtuluş çaresi!
- تا رسی اندر نفوس زوجت ** کای شه مسحور اینک مخرجت
- Dünya kocakarısı senin yanında oldukça ve sen, onun işvelerine kapılıp kaldıkça ne onun ağı, tuzağı çözülür, ne büyü düğümleri.
- با وجود زال ناید انحلال ** در شبیکه و در بر آن پر دلال
- Ümmetlerin ışığı olan peygamber, bu dünya ile öbür dünyaya ortaklar demedi mi?
- نه بگفتست آن سراج امتان ** این جهان و آن جهان را ضرتان
- Şu halde bununla buluşmak ondan ayrılmaktır... bu bedenin sıhhati, canın hastalığıdır.
- پس وصال این فراق آن بود ** صحت این تن سقام جان بود