- Ancak içinde bulunduğu zamanı ve hali gören göz ve can, nereye giderse gitsin an be an yüzüstü düşer.
- دم به دم در رو فتد هر جا رود ** دیده و جانی که حالیبین بود
- Bu çeşit insanlar içinde uzağı gören olsa bile hünersizdir... görür ama uykuda uzağı nasıl görürse öyle görür.
- دور بیند دوربین بیهنر ** همچنانک دور دیدن خواب در
- Dere kıyısında dudakların kupkuru... yatar uyursun; su aramak içinde seraba doğru koşup gidersin!
- خفته باشی بر لب جو خشکلب ** میدوی سوی سراب اندر طلب
- Uzaklarda serabı görür ona koşar... görüşüne âşık olur,
- دور میبینی سراب و میدوی ** عاشق آن بینش خود میشوی
- Uykuda arkadaşlarına gönlü gözü açık olan benim, perdeleri deler, her şeyi görürüm ben... 3230
- میزنی در خواب با یاران تو لاف ** که منم بینادل و پردهشکاف
- İşte bak, şimdi de o tarafta su gördüm... hadi, koşalım, oraya varalım diye atar tutarsın... halbuki o gördüğün seraptır senin.
- نک بدان سو آب دیدم هین شتاب ** تا رویم آنجا و آن باشد سراب
- Her adımda bu güzelim sudan biraz daha uzaklaşırsın... koşa, koşa seni aldatan o seraba gûya yaklaşır, fakat hakiki sudan uzak düşersin.
- هر قدم زین آب تازی دورتر ** دو دوان سوی سراب با غرر
- Azmin, bu sana gelmiş, akmış ulaşmış olan hakiki suya tam bir perde!
- عین آن عزمت حجاب این شده ** که به تو پیوسته است و آمده
- Nice kişiler vardır ki ulaşmak istedikleri yerden hareket eder oraya varmak için yola düşerler.
- بس کسا عزمی به جایی میکند ** از مقامی کان غرض در وی بود
- Uyuyan kişinin ne gördüğü şey işe yarar, ne söylediği lâf! Gördüğü şey de söylediği söz de bir hayalden başka bir şey değildir, ondan elini çek. 3235
- دید و لاف خفته میناید به کار ** جز خیالی نیست دست از وی بدار