- A töhmetli kişi, senin akıl altının paramparça... böyle bir altına nasıl mühür ve damga vurayım?
- زر عقلت ریزه است ای متهم ** بر قراضه مهر سکه چون نهم
- Aklın yüzlerce mühim işe dağılmış... binlerce isteğe mala mülke bölünmüş!
- عقل تو قسمت شده بر صد مهم ** بر هزاران آرزو و طم و رم
- Bu cüzleri âşkla bir araya toplamak gerek ki Semerkant ve Dımışk gibi hoş bir hale gelsin!
- جمع باید کرد اجزا را به عشق ** تا شوی خوش چون سمرقند و دمشق
- Onları en küçük parçasına kadar toplar şüpheden arınırsan sana padişah sikkesi basılabilir. 3290
- جو جوی چون جمع گردی ز اشتباه ** پس توان زد بر تو سکهی پادشاه
- A ham kişi, ağırlıkta bir miskalı geçersen padişah senden bir altın kadeh düzer.
- ور ز مثقالی شوی افزون تو خام ** از تو سازد شه یکی زرینه جام
- O kadehte padişahın hem adı, hem lâkapları, hem de resmi olur ey vuslat dileyen.
- پس برو هم نام و هم القاب شاه ** باشد و هم صورتش ای وصل خواه
- Nihayet sevgilin sana hem ekmek olur, hem su... hem ışık kesilir, hem güzel, hem meze olur, hem şarap!
- تا که معشوقت بود هم نان هم آب ** هم چراغ و شاهد و نقل شراب
- Kendini derle topla da ne varsa sana söyleyebileyim.
- جمع کن خود را جماعت رحمتست ** تا توانم با تو گفتن آنچ هست
- Çünkü söz söylemek, tasdik edilmek içindir... Tanrıya şirk koşan can, doğruya inanmaz. 3295
- زانک گفتن از برای باوریست ** جان شرک از باوری حق بریست
- Feleğin abes şeylerine bölünmüş olan can, altmış sevda ortasında müşterek bir hale gelmiştir.
- جان قسمت گشته بر حشو فلک ** در میان شصت سودا مشترک