- O kadehte padişahın hem adı, hem lâkapları, hem de resmi olur ey vuslat dileyen.
- پس برو هم نام و هم القاب شاه ** باشد و هم صورتش ای وصل خواه
- Nihayet sevgilin sana hem ekmek olur, hem su... hem ışık kesilir, hem güzel, hem meze olur, hem şarap!
- تا که معشوقت بود هم نان هم آب ** هم چراغ و شاهد و نقل شراب
- Kendini derle topla da ne varsa sana söyleyebileyim.
- جمع کن خود را جماعت رحمتست ** تا توانم با تو گفتن آنچ هست
- Çünkü söz söylemek, tasdik edilmek içindir... Tanrıya şirk koşan can, doğruya inanmaz. 3295
- زانک گفتن از برای باوریست ** جان شرک از باوری حق بریست
- Feleğin abes şeylerine bölünmüş olan can, altmış sevda ortasında müşterek bir hale gelmiştir.
- جان قسمت گشته بر حشو فلک ** در میان شصت سودا مشترک
- Artık, böyle kişiye bir şey söylenemez, ona karşı susmak daha iyidir... çünkü ahmaklara verilecek cevap sükûttur.
- پس خموشی به دهد او را ثبوت ** پس جواب احمقان آمد سکوت
- Bunu bilirim ben... bilirim ama ten sarhoşluğu ağzımı, ben istemediğim halde açar.
- این همیدانم ولی مستی تن ** میگشاید بیمراد من دهن
- Aksırık ve esnemekle de bu ağzın, istemediğin halde açılır ya, işte öyle!
- آنچنان که از عطسه و از خامیاز ** این دهان گردد بناخواه تو باز
- ”Ben her gün Tanrı’ya yetmiş kere istiğfar ederim”hadisinin tefsiri
- تفسیر این حدیث کی ائنی لاستغفر الله فی کل یوم سبعین مرة
- Peygamber gibi hani... “Söylemeden hakikatleri saçmadan dolayı her gün yetmiş kere tövbe ederim. 3300
- همچو پیغامبر ز گفتن وز نثار ** توبه آرم روز من هفتاد بار
- Fakat o sarhoşluk tövbemi bozar... bu elbiseler soyan beden sarhoşluğu, tövbeni unutturur” dedi.
- لیک آن مستی شود توبهشکن ** منسی است این مستی تن جامه کن